29 Mart 2020 Pazar

Tüm Zamanların En İyi 60 Yerli Belgesel Filmi

Listeye ve yazıya eklemeler yapmak isteyenler eyupkaanyoksu@gmail.com adresine mail atabilir veya https://www.instagram.com/eyupkaanyoksu sosyal medya hesabı üzerinden mesaj gönderebilirler.

1- Anafartalar - Galip Kürkçü
3- Amina - Kıvılcım Akay
4- Anadolu'nun Kayıp Şarkıları - Nezih Ünen
5- Artık Hayallerim Var - Nefin Dinç
6- Altın Çocuk Pargalı - Eren Taşyürek
7- Aktör - Çağatay Delikbaş
8- Afghanistanbul - Ulaş Tosun
9- Abla - Kenan Diler, Celal Yıldırım
10- Ardında Kalanlar - Nuray Kayacan
11- Adam - Emil Ali
12- Afro Türk - Betül Usta
13- Benim Varoş Hikayem - Yunus Ozan Korkut
14- Benim Çocuğum - Can Candan
15- Başka Sınırlar - Turap Başel
16- Dom - Halil Aygün
17- Devir - Derviş Zaim
18- Dişçinin Korkusu - Murat Erün
19- Dengbej - Eyüp Kaan Yoksu, Yusuf Sevinç
20- Ekümenopolis - Ucu Olmayan Şehir - İmre Azem
21- Eski Evler ve Karayemişler - Engin Yıldız
22- Fındıktan Sonra - Ercan Kesal
23- Hala - Veysel Akşahin
24- Hay Way Zaman - Nezahat Gündogan
25- Haziran Yangını - Gürkan Hacır
26- Hava Soğutmalı-Vosvos Kardeşliği - Irmak Sueri Cora
27- Kedi - Ceyda Torun
28- Küçük Kara Balıkları - Haluk Ünal, Ezel Akay, Serpil Güler, Cem Terbiyeli, Önder İnce
29- Kelebek Adam - Enis Manaz
30- Kapımızdaki Ziyaretçiler - Buğra Mert Alkayalar
31- Kentsel Suretler - Muhammet Beyazdağ
32- Kurbağa Avcıları - Batuhan Kurt
33- Kazım - Dilek Kaya
34- Kadınlar Ülkesi - Bahar Demirel
35- Köpek Filmi - Cem Hakverdi
36- Kahpe Devran - Cahit Çeçen
37- Menekşe'den Önce - Soner Yalçın
38- Mr Gay Syrıa - Ayşe Toprak
39- Müslüm Baba'nın Evlatları - Vuslat Saraçoğlu
40- Meeting Jim - Ece Gar
41- Namın Yürüsün - Serkan Uslu
42- Godesbana - Nursena Şimşek
43- Gözyası Yolu - Engin Türkyılmaz
44- Güzel Adam Süreyya - Gökçe Kaan Demirkıran
45- Sabah Yıldızı: Sabahattin Ali - Metin Avdaç
46- Saroyan Ülkesi - Lusin Dink
47- Siirt'in Sırrı - İnan Temelkuran
48- Sevan Bıçakçı - İstanbul'u Mücevhere Sığdıran Usta - Ümran Safter
49- Suriyeli Gelinler - Yaşar Oktay
50- Son Mevsim - Şavaklar - Kazım Öz
51- Soma 301 - Faik Ahmet Akıncı
52- Siya Ave - Metin Yoksu
53- Ovacık - Ayşegül Selenga Taşkent
54- OHA: Oflu Hoca'yı Aramak - Levent Soyarslan
55- Teknik Direktör Adnan Dinçer - Emre Sarıkuş
56- Tenere - Hasan Söylemez
57- Türk Pasaportu - Burak Cem Arlıer
58- Tepecik Hayal Okulu - Güliz Sağlam
59- Ucube - Taylan Mintaş
60- Ünye Fatsa Arası - Esra Alkan

28 Mart 2020 Cumartesi

Tüm Zamanların En İyi 150 Yerli Yapım Sanat Filmi

Listeye ve yazıya eklemeler yapmak isteyenler eyupkaanyoksu@gmail.com adresine mail atabilir veya https://www.instagram.com/eyupkaanyoksu sosyal medya hesabı üzerinden mesaj gönderebilirler. 

Kuşkusuz her yönetmen filmi çok izlensin, çok ödül alsın ister. İşte birbirinden kaliteli 150 sinema filmi:

1- Albüm - Mehmet Can Mertoğlu
2- Ayla - Can Ulkay
3- Anayurt Oteli - Ömer Kavur
4- Ana Yurdu - Senem Tüzün
5- Abluka - Emin Alper
6- A Ay - Reha Erdem
7- Ahlat Ağacı - Nuri Bilge Ceylan
8- Anons - Mahmut Fazıl Çoşkun
9- Araf - Yeşim Ustaoğlu
10- Asasız Musa - Aydın Orak
11- Annemin Şarkısı - Erol Mintaş
12- Ademin Trenleri - Barış Pirhasan
13- Ağır Roman - Mustafa Altıoklar
14- Bal - Semih Kaplanoğlu
15- Bekleme Odası - Zeki Demirkubuz
16- Beş Vakit - Reha Erdem
17- Beş Şehir - Onur Ünlü
18- Babamın Sesi - Zeynel Doğan
19- Bahoz - Kazım Öz
20- Babamın Kanatları - Kıvanç Sezer
21- Borç - Vuslat Saraçoğlu
22- Balık - Derviş Zaim
23- Bir Zamanlar Anadolu'da - Nuri Bilge Ceylan
24- Buğday - Semih Kaplanoğlu
25- Bizim Büyük Çaresizliğimiz - Seyfi Teoman
26- Ben Uçtum Sen Kaldın - Mizgin Müjde Arslan
27- Ben O Değilim - Tayfun Pirselimoğlu
28- Başka Semtin Çocukları - Aydın Bulut
29- Barda - Serdar Akar
30- Bulantı - Zeki Demirkubuz
31- Bağcık - Görkem Yeltan
32- Bütün Saadetler Mümkündür - Selman Kılıçaslan
33- C Blok - Zeki Demirkubuz
34- Cennetten Kovulmak - Ferit Karahan
35- Çoğunluk - Seren Yüce
36- Çekmeceler - Caner Alper, Mehmet Binay
37- Çekmeköy Underground
38- Daha - Onur Saylak
39- Dört Köşeli Üçgen - Mehmet Güreli
40- Dar Alanda Kısa Paslaşmalar - Serdar Akar
41- Duvara Karşı - Fatih Akın
42- Deniz Seviyesi - Esra Saydam, Nisan Dağ
43- Duvar - Yılmaz Güney
44- Duvara Karşı - Fatih Akın
45- Eğreti Gelin - Atıf Yılmaz
46- Eksi Bir - Orhan Oğuz
47- Eksik - Barış Atay
48- Gitmek: Benim Marlon ve Brandom
49- Güvercin - Banu Sıvacı
50- Güvercin Hırsızları - Osman Nail Doğan
51- Gece - Erden Kıral
52- Gemide - Serdar Akar
53- Gölgeler ve Suretler - Derviş Zaim
54- Gölge Oyunu - Yavuz Turgul
55- Görülmüştür - Serhat Karaaslan
56- Gölgesizler - Ümit Ünal
57- Güneşe Yolculuk - Yeşim Ustaoğlu
58- Gelecek Uzun Sürer - Özcan Alper
59- Kaç Para Kaç - Reha Erdem
60- Kış Uykusu - Nuri Bilge Ceylan
61- Kız Kardeşler - Emin Alper
62- Kaçış - Kenan Kavut
63- Kara Köpekler Havlarken - Mehmet Bahadır Er
64- Köksüz - Deniz Akçay
65- Kar - Emre Erdoğdu
66- Kader - Zeki Demirkubuz
67- Kaset - Serkan Fakılı
68- Kalandar Soğuğu - Mustafa Kara
69- Kor - Zeki Demirkubuz
70- Kaygı - Ceylan Özgün Özçelik
71- Kar Korsanları - Faruk Hacıhafızoğlu
72- Kelebekler - Tolga Karaçelik
73- Küf - Ali Aydın
74- Kusursuzlar - Ramin Matin
75- Körfez - Emre Yeksan
76- Kosmos - Reha Erdem
77- Korkuyorum Anne - Reha Erdem
78- Kuyu - Metin Erksan
79- Koca Dünya - Reha Erdem
80- Kutsal Bir Gün - Serdar Temizkan
81- Kümes - Ufuk Bayraktar
82- Mar - Caner Erzincan
83- Masumiyet - Zeki Demirkubuz
84- Mavi Ring - Ömer Leventoğlu
85- Muhsin Bey - Yavuz Turgul
86- Mustang - Deniz Gamze Ergüven
87- Meleğin Düşüşü - Semih Kaplanoğlu
88- Martı - Erkan Tunç
89- Mavi Dalga - Merve Kayan - Zeynep Dadak
90- Neden Tarkovsky Olamıyorum - Murat Düzgünoğlu
91- Neredesin Firuze - Ezel Akay
92- Nefesim Kesilene Kadar - Emine Emel Balcı
93- İki Dil Bir Bavul - Orhan Eskiköy, Özgür Doğan
94- İklimler - Nuri Bilge Ceylan
95- İtirazım Var - Onur Ünlü
96- İçerdekiler - Hüseyin Karabey
97- İşe Yarar Bir Şey - Pelin Esmer
98- Halef - Murat Düzgünoğlu
99- Hemşire - Dilek Çolak
100- Hamam - Ferzan Özpetek
101- Hayat Boyu - Aslı Özge
102- Filler ve Çimen - Derviş Zaim
103- Laleli'de Bir Azize - Kudret Sabancı
104- Jin - Reha Erdem
105- Sarmaşık - Tolga Karaçelik
106- Sonbahar - Özcan Alper
107- Süt - Semih Kaplanoğlu
108- Sivas - Kaan Müjdeci
109- Saç - Tayfun Pirselimoğlu
110- Sesime Gel - Hüseyin Karabey
111- Susuz Yaz - Metin Erksan
112- Sürü - Zeki Ökten
113- Sibel - Çağla Zencirci
114- Sarı Sıcak - Fikret Reyhan
115- Sevmek Zamanı -Metin Erksan
116- Şarkı Söyleyen Kadınlar - Reha Erdem
117- Özür Dilerim - Cemil Ağacıkoğlu
118- Otobüs - Tunç Başaran
119- Oray - Mehmet Akif Büyükatay
120- Vavien - Taylan Biraderler
121- Romantik - Sinan Çetin
122- Paranın Kokusu - Ahmet Boyacıoğlu
123- Propaganda - Sinan Çetin
124- Pandora'nın Kutusu - Yeşim Ustaoğlu
125- Rüya - Derviş Zaim
126- Rıza - Tayfun Pirselimoğlu
127- Rüzgarın Hatıraları - Özcan Alper
128- Rüzgarda Salınan Nilüfer - Seren Yüce
129- Temmuzda - Fatih Akın
130- Tereddüt - Yeşim Ustaoğlu
131- Takva - Özer Kızıltan
132- Tepenin Ardı - Emin Alper
133- Tabutta Rövaşata - Derviş Zaim
134- Toz Bezi - Ahu Öztürk
135- Toz Ruhu - Nesimi Yetik
136- Uzak - Nuri Bilge Ceylan
137- Üçüncü Sayfa - Zeki Demirkubuz
138- Umut - Yılmaz Güney
139- Üç Maymun - Nuri Bilge Ceylan
140- Yuva - Emre Yeksan
141- Yeraltı - Zeki Demirkubuz
142- Yazgı - Zeki Demirkubuz
143- Yazı Tura - Uğur Yücel
144- Yaşamın Kıyısında - Fatih Akın
145- Yumurta - Semih Kaplanoğlu
146- Yol - Yılmaz Güney
147- Yozgat Blues - Mahmut Fazıl Çoşkun
148- Yol Kenarı - Tayfun Pirselimoğlu
149- Zer - Kazım Öz
150- Zerre - Erdem Tepegöz












26 Mart 2020 Perşembe

Karantina Boyunca Evde Ücretsiz ve Şifresiz İzleyebileceğiniz Uzun Metraj Sinema Filmleri

Listeye ve yazıya eklemeler yapmak isteyenler eyupkaanyoksu@gmail.com adresine mail atabilir veya https://www.instagram.com/eyupkaanyoksu sosyal medya hesabı üzerinden mesaj gönderebilirler. 

- Sarı

25 Mart 2020 Çarşamba

LGBT Konulu 50 Sinema Filmi

Listeye ve yazıya eklemeler yapmak isteyenler eyupkaanyoksu@gmail.com adresine mail atabilir veya https://www.instagram.com/eyupkaanyoksu sosyal medya hesabı üzerinden mesaj gönderebilirler.

1- Ay Işığı - 2016
2- Annemi Öldürdüm - 2009
3- Aşk Yazım - 2004
4- Arılara Söyle - 2018
5- Annem Hakkında Her Şey - 1999
6- Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi - 2019
7- Benim Çocuğum - 2013
8- Beni Adınla Çağır - 2017
9- Benim Güzel Idaho - 1991
10- Benim Güzel Çamaşırhanem - 1985
11- Bugün Eve Yalnız Dönmek İstiyorum - 2014
12- Cennet Yaratıkları - 1994
13- Cahil Periler - 2001
14- Çılgın - 2005
15- Dönersen Islık Çal - 1992
16- Danimarkalı Kız - 2015
17- Erkek Fatma - 2011
18- Erkekler Ağlamaz - 1999
19- İki Gemi Yanyana - 1963
20- İki Kadın Bir Erkek - 2010
21- İki Genç Kız - 2005
22- Gece Yarısı Kovboyu - 1969
23- Gece, Melek ve Bizim Çocuklar - 1994
24- İyi İş - 1999
25- Elveda Cariyem - 2001
26- Hayali Aşklar - 2010
27- Homoti - 1987
28- Hizmetçi - 2016
29- Herkesi Şaşırtan Adam - 2018
30- Haftasonu - 2011
31- Kalp Atışı Dakikada 120
32- Köpeklerin Günü - 1975
33- Kız - 2018
34- Kayıp ve Çılgın - 2001
35- Makul Davranış - 2014
36- Mavi En Sıcak Renktir - 2013
37- Muhteşem Kadın - 2017
38- Mutlu Beraberlik 1997
39- Plüton'da Kahvaltı - 2005
40- Onur - 2014
41- Sev Beni - 1998
42- Sınırsızlar Kulübü - 2013
43- Sevgiyi Ararken - 2004
44- Sevgilinin Ardından - 2014
45- Şöhretin Sonu - 1981
46- Tek Başına Bir Adam - 2019
47- Tanrı'nın Unuttuğu Yer - 2017
48- Tom Çiftlikte - 2013
49- Orlando 1992
50- Zenne - 2011

Sinemaseverler İçin Hazırlanmış En Faydalı Videolar

Sinemaseverler İçin Hazırlanmış En Faydalı Videolar

Listeye ve yazıya eklemeler yapmak isteyenler eyupkaanyoksu@gmail.com adresine mail atabilir veya https://www.instagram.com/eyupkaanyoksu sosyal medya hesabı üzerinden mesaj gönderebilirler.




1- Sinema tutkusunu en iyi anlatan yerli filmler
-Video Linki: https://www.youtube.com/watch?v=7P_rGCeyPx4

2- Kısa filmcilerin klişe hale gelmiş 12 büyük hatası
-Video Linki: https://www.youtube.com/watch?v=qPowsHK783U&t=43s

3- Türkiye Sineması'yla ilgili okunması gereken 28 kitap
-Video Linki: https://www.youtube.com/watch?v=CYEmo3vOMns

4- Türkiye Sineması'nda yerli yapım lgbt temalı sinema filmleri
-Video Linki: https://www.youtube.com/watch?v=WrBrkWARvkg

5- Lgbt konulu 50 kaliteli sinema filmi:
-Video Linki: https://www.youtube.com/watch?v=ON_wUZ7Zm8A

6- Tüm zamanların en iyi 60 yerli yapım belgesel filmi
-Video Linki: https://www.youtube.com/watch?v=JUPA748hTqY&t=2s

7- Tüm zamanların en iyi 150 yerli festival filmi
-Video Linki: https://www.youtube.com/watch?v=5YCc93ZN_Fo&t=22s

8- Gazetecilikle İlgili Yerli Yapım 15 Sinema Filmi
-Video Linki: https://www.youtube.com/watch?v=UkxOT0b9qgU

9- ''Kürt Sineması'' denilince Akla Gelen 30 Sinema Filmi
-Video Linki: https://www.youtube.com/watch?v=t3_OYEI4KY8

10- Yerli Yapım En İyi ''Yol '' Temalı 29 Sinema Filmi
-Video Linki: https://www.youtube.com/watch?v=4sMOeAunL0o

11- Türkiye Sinemasında Kamera Arkasındaki Kadınlar
-Video Linki: https://www.youtube.com/watch?v=Xsl7kIdVFQ0

12- Senaryolar Yazmak İsteyenlerin Kütüphanesinde Olması Gereken 24 Kitap
-Video Linki: https://www.youtube.com/watch?v=Xrc02NYaXjs&t=4s

13- Türkiye Sinemasında Fenomen ve Youtuber Furyasından 35 Film
-Video Linki: https://www.youtube.com/watch?v=AOksmzW8lLs

14: Film sektöründe en çok nefret edilen bazı tipler
-Video Linki: https://www.youtube.com/watch?v=YFoymUsRmJc

24 Mart 2020 Salı

Karantina Boyunca Evde Ücretsiz ve Şifresiz İzleyebileceğiniz Belgesel Filmler

Listeye ve yazıya eklemeler yapmak isteyenler eyupkaanyoksu@gmail.com adresine mail atabilir veya https://www.instagram.com/eyupkaanyoksu sosyal medya hesabı üzerinden mesaj gönderebilirler. - Ayrıca sizlerde festivallerde finale kalcak ve ödüller alacak filmler çekmek istiyorsanız linki tıklayıp sizler için hazırladığımız videoyu izleyebilirsiniz:  https://www.youtube.com/watch?v=qPowsHK783U&t=37s


Yönetmen: Veysel Akşahin
Belgeselin Adı: Hala 


Yönetmen: Hasan Ete
Belgeselin Adı: Meryem Ana


Yönetmenler: Eyüp Kaan Yoksu & Yusuf Sevinç
Belgeselin Adı: Dengbej



Yönetmen: Hasan Ete
Belgeselin Adı: Meftun
Link: https://www.youtube.com/watch?v=StAWO85T324



Yönetmen: Çayan'ın Arkadaşları
Belgeselin Adı: Arkadaşımız Çayan
Link: https://www.youtube.com/watch?v=V6Rj3vXQkdk&feature=youtu.be



Yönetmen: Halil Aygün
Belgeselin Adı: Dom
Link: https://www.youtube.com/watch?v=CMmzxBFUamo



Yönetmen: Kenan Diler
Belgeselin Adı: Abla
Link: https://www.youtube.com/watch?v=Indf7m7_8Ak



Yönetmen: Ümit Kıvanç
Belgeselin Adı: Uçurtmam Tellere Takıldı
Link: https://www.youtube.com/watch?v=tKZIgACsqOM



Yönetmen: Yaşar Oktay
Belgeselin Adı: Buken Suri (Suriyeli Gelinler)
Link: https://www.youtube.com/watch?v=M0yl058CeSY



Yönetmen: Nezih Ünen
Belgeselin Adı: Anadolu'nun Kayıp Şarkıları
Link: https://www.youtube.com/watch?v=zsuDqUf7eaU



Yönetmen: Ersin Kana
Belgeselin Adı: Asi Ruh
Link: https://www.youtube.com/watch?v=5PI203fJwoU


Sinema Tutkusunu En İyi Anlatan Yerli Filmler

Sinema içerisinde birden fazla sanat dalını hiç kuşkusuz bir şekilde görüyorsunuz. Örnek vermek gerekirse de bir belge sinemanın ''belgesel film'' konusu bir ressam yahut, heykel olabilmektedir. Başka bir bakış açısıyla düşünecek olursak bir sinema filminin konusu tamamen müzik veya ressamın işine olan aşkı olabiliyor. Bunu da bir sinema filmi içerisinde görmek mümkündür. Bunun tersi bir durum henüz söz konusu olmamıştır.

Dileyen Arkadaşlar okumak yerine videoyu izleyip aynı zamanda dinleyebilir.
Video Linki: https://www.youtube.com/watch?v=7P_rGCeyPx4



Sinema aşkını filme dökmüş yönetmenler ve onların filmleri:

- Neden Tarkovsky Olamıyorum - Murat Düzgünoğlu
- İki Süper Film Birden - Murat Şeker
- Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak - Ahmet Uluçay
- Mayıs Sıkıntısı - Nuri Bilge Ceylan
- Unutulmayanlar - Ayhan Sonyürek
- Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni - Yavuz Turgul
- Zıkkımın Kökü - Memduh Ün & Tunç Başaran
- Gözümün Nuru - Melik Saraçoğlu & Hakkı Kurtuluş
- Böcek - Bora Tekay
- Sinema Bir Mucizedir - Tunç Başaran
- Lal - Semir Aslanyürek
- Pek Yakında - Cem Yılmaz
- Beyoğlu'nun Arka Yakası - Şerif Gören
- Kayıp Cennet İnsanları - Ümit Cin Güven
- Hollywood Kaçakları - Muammer Özer
- Musa - Serhat Karaaslan
- Su da Yanar - Ali Özgentürk
- Gece Yolculuğu - Ömer Kavur
- Patron Mutlu Son İstiyor - Kıvanç Barönü
- Film - Kerem Topuz


Dileyen Arkadaşlar okumak yerine videoyu izleyip aynı zamanda dinleyebilir.
Video Linki:

Türkiye'de Düzenlenen Film Festivalleri

Listeye ve yazıya eklemeler yapmak isteyenler eyupkaanyoksu@gmail.com adresine mail atabilir veya https://www.instagram.com/eyupkaanyoksu sosyal medya hesabı üzerinden mesaj gönderebilirler. - Ayrıca sizlerde festivallerde finale kalcak ve ödüller alacak filmler çekmek istiyorsanız linki tıklayıp sizler için hazırladığımız videoyu izleyebilirsiniz:  https://www.youtube.com/watch?v=qPowsHK783U&t=37s



Sinema filmleri, Kısa filmler, belgesel filmler, animasyon filmler için başvuru yapılabilecek film festivalleri listesi:

1 - Adana Altın Koza Film Festivali
2 - Antalya Altın Portakal Film Festivali
3 - Ankara Uluslararası Film Festivali
4 - Atıf Yılmaz Kısa Film Festivali
5 - Antalya Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali
6 - Bozcada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali
7 - Bakırköy Uluslararası Çevre Kısa Film Festivali
8 - Bodrum Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali
9 - Bozüyük Metristepe Sinema Festivali
10 - Uluslararası Boğaziçi Film Festivali
11 - Başka Sinema Ayvalık Film Festivali
12 - Bergama Çevre Filmleri Festivali
13 - Canlandıranlar Film Festivali
14 - Çeşme Film Festivali
15 - Çalı Köy Filmleri Festivali - Bursa
16 - Diyarbakır Kısa Film Festivali
17 - Eskişehir Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali
18 - Malatya Uluslararası Film Festivali
19 - Hisar Kısa Film Şeçkisi - İstanbul
20 - Rotary Kısa Film Festivali - İstanbul
21 - Gaziantep Uluslararası Göç Filmleri Festivali
22 - Konya Çocuk Film Festivali - Konya
23 - İzmir Uluslararası Mülteci Film Festivali
24 - Kayseri Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali
25 - Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali
26 - Uluslararası İzmir Film Festivali - İzmir
27 - İnönü Üniversitesi Uluslararası Kısa Film Festivali
28 - İstanbul Çevre Kısa Film Yarışması
29 - Kapadokya Film Festivali - Nevşehir
30 - Uluslararası The Cartoon Mill Çizgi Film Festivali - Antalya
31 - Uluslararası Kristal Kamera Kısa Film Yarışması
32 - İstanbul Uluslararası Kısa Film Yarışması
33 - Köyceğiz Kaunos Altın Aslan Türk Filmleri Festivali - Muğla
34 - Sinema Burada Festivali - İzmir
35 - Uluslararası Kadın Yönetmenler Kısa Film Festivali - Kadıköy
36 - Kız Kalesi Film Festivali - Mersin
37 - Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali - Safranbolu
38 - İzmit Uluslararası Kısa Film Festivali - Kocaeli
39 - Türk Dünyası Belgesel Film Festivali - Beyoğlu
40 - İstanbul Bağımsız Filmler Festivali - İstanbul
41 - Okan Üniversitesi Öğrenci Filmleri Festivali - İstanbul
42 - Erzincan Uluslararası Kısa Film Yarışması - Erzincan
43 - Marmaris Uluslararası Kısa Film Yarışması - Muğla
44 - Engelsiz Filmler Festivali - Ankara
45 - Samsun Uluslararası İşçi Filmleri Festivali
46 - Uluslararası Çocuk Hakları Film Festivali - İstanbul
47 - Niğde Uluslararası Kısa Film Festivali - Niğde
48 - Rize Uluslararası Çay, Doğa ve Gençlik Filmleri Festivali
49 - İzmir Uluslararası Kısa Film Festivali
50 - Uluslararası İstanbul Deneysel Film Festivali
51 - Fashion Film Festivali
52 - Uluslararası Siirt Kısa Film Festivali
53 - Kısa-ca Uluslararası Öğrenci Filmleri Festivali
54 - Uluslararası Zeugma Film Festivali
55 - Uluslararası Yılmaz Güney Kültür ve Sanat Festivali
56 - Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali
57 - Ankara Gezici Festival
58 - Sinemardin Uluslararası Film Festivali
59 - Pembe Hayat Kuirfest
60 - Antakya Uluslararası Altın Defne Film Festivali

23 Mart 2020 Pazartesi

Karantina Boyunca Evde Ücretsiz ve Şifresiz İzleyebileceğiniz Filmler

Listeye ve yazıya eklemeler yapmak isteyenler eyupkaanyoksu@gmail.com adresine mail atabilir veya https://www.instagram.com/eyupkaanyoksu sosyal medya hesabı üzerinden mesaj gönderebilirler. - Ayrıca sizlerde festivallerde finale kalcak ve ödüller alacak filmler çekmek istiyorsanız linki tıklayıp sizler için hazırladığımız videoyu izleyebilirsiniz:  https://www.youtube.com/watch?v=qPowsHK783U&t=37s


Filmlerinizi Bekliyoruz !! Bize ulaştırın bizlerde yayınlayalım...

Karantina boyunca evde dilediğiniz gibi ücretsiz, şifresiz izleyebileceğiniz festivallerden kısa filmler ve belgeseller:

- Yönetmen: Hasan Ete: Meryem Ana - Belgesel Film
Link: https://www.youtube.com/watch?v=Gr8WUCh0tAY&feature=youtu.be




- Yönetmen Mehmet Yamak : Cinayet Var! - İnternet Dizisi
Link: https://www.youtube.com/watch?v=ju93XeDpo94&feature=youtu.be



- Yönetmenler Eyüp Kaan Yoksu & Yusuf Sevinç - Dengbej - Belgesel Film
Link: https://www.youtube.com/watch?v=RCZ4Cn6csHY&t=8s



- Yönetmen Ümit Ünal - Sofra Sırları - Uzun Metraj Sinema Filmi
Link: https://www.youtube.com/watch?v=EcbjD3FaUwU



- Yönetmenler Tufan Şimşek & Ozan Sihay - Leke - Kısa Film
Link: https://www.youtube.com/watch?v=-6rSmxeylD0&feature=youtu.be



- Yönetmen Nuri Cihan - Sırayet - Kısa Film
Link: https://vimeo.com/226193422


- Yönetmen Hasan Ete - Meftun - Belgesel Film
Link: https://www.youtube.com/watch?v=StAWO85T324



- Yönetmen Çayan'ın Arkadaşları - Arkadaşımız Çayan - Belgesel Film
Link: https://www.youtube.com/watch?v=V6Rj3vXQkdk&feature=youtu.be



- Yönetmen Elif Sözen - Kutlama - Kısa Film
Link: https://vimeo.com/277867672



- Yönetmen Barış Atay - Eksik - Sinema Filmi
Link: https://vimeo.com/357181470?ref=tw-share



- Yönetmen Vedat Oyan - Mavera - Kısa Film
Link: https://vimeo.com/171553288



- Yönetmen Ömer Ferhat Özmen - Karganın Aşınan Gagası - Kısa Film
Link: https://www.youtube.com/watch?v=OFFrW3mIeK0&feature=youtu.be



- Yönetmen Deniz Özden - Cemile'nin Takıntısı - Kısa Film
Link: https://www.youtube.com/watch?v=cZeCoQDka8U&t=702s


- Yönetmen Mine Özgüle - Bir Keresinde Tüm Seans Boyunca Sustum - Kısa Film
Link: https://vimeo.com/399444101



- Yönetmen Buğra Mert Alkayalar - Ayrık - Kısa Film
Link: https://vimeo.com/265336487



- Yönetmen Ruken Tekes - Heverk (Çember) - Kısa Film
Link: https://vimeo.com/236897048



- Yönetmen Özgürcan Uzunyaşa - Beyaz Bir Gece - Kısa Film
Link: https://www.youtube.com/watch?v=56LwLNFNtp8



- Yönetmen Halil Aygün - Dom - Belgesel Film
- Link: https://www.youtube.com/watch?v=CMmzxBFUamo


- Yönetmen L. Rezan Yeşilbaş - Be Deng (Sessiz) Kısa Film
Link: https://www.youtube.com/watch?v=fdgxVCeyUQE


- Yönetmen Selim Yıldız - Bira Mı Tetin (Hatırlıyorum) - Kısa Film
Link: https://vimeo.com/146864132/4d32a208ff


- Yönetmen Ezgi Kaplan - Balık Havuzu - Kısa Film
Link: https://vimeo.com/261442635



Yönetmenler: Melis Balcı, Ege Okal - Merkür - Kısa Film
Link: https://vimeo.com/159791789



- Ayrıca sizlerde festivallerde finale kalcak ve ödüller alacak filmler çekmek istiyorsanız linki tıklayıp sizler için hazırladığımız videoyu izleyebilirsiniz:
Link: https://www.youtube.com/watch?v=qPowsHK783U&t=37s


Dizi, Film,Kısa Film, Klip, Reklam vb. Çekimlerin En Çok Yapıldığı Mekanlar

Çekimlerin yapıldığı mekanların özelliklerini anlatmaya uzun uzun gerek yok diye düşünüyorum. Bir yerde çekim yapılabilmesi için estetik olması ilk sebeptirtir. Türkiye'de en çok çekim hiç kuşkusuz İstanbul'da yapılmaktadır. İstanbul'da dokusuyla, kültürel mirası ve doğal güzellikleriyle zengin bir şehirdir diyebiliriz. Fakat İstanbul dışında da çekim sıkça çekim yapılan yerlerde vardır. Unutmayın özel mülklerde belki para ödemek yeterli olacak ama kamusal alanlar için Valilik sitesinden mutlaka çekim izni almanızı öneririz. Aksi takdir de çekimleriniz sırasında sıkıntılar yaşanabilir.



En çok çekimlerin yapıldığı başlıca yerler şöyledir:

- Balat Semti

- Beykoz Kundura Fabrikası

- Kocaeli - İzmit Kağıt Fabrikası

- Kırklareli - Kıyıköy

- Kemer Country

- Kemerburgaz Platoları

- Üsküdar'daki Plato

- Kuzguncuk Semti

- Sarıyer - Meserburnu Caddesi

- Mardin Merkez ve Midyat

- Batman - Hasankeyf

- Bursa - Cumalıkazık ve Gölyazı

- Midwood İstanbul Film Stüdyoları

- Film Sokağı

- Küçükçekmece - Kibrithane

- Sancaktepe Plato - Çekmeyeköy

- Hangarist - Sarıyer


Türkiye Müzik Sektöründe Klip Denilince Akla Gelen Başarılı Yönetmenleri

 Hiç kuşkusuz bir şarkının bilinirliği şarkının dinlenebilirliğine ve video müzik klibinin kalitesine bağlıdır. Klip yönetmenleri müzik sektöründe en çok eleştirilen kişilerdir. Şarkıların bazen altyapısı kötü olur yahut şarkıların sözleri kötü olabilir. Tüm bunlara rağmen şarkıcılar ve menajerleri bir suçlu ararlar. En son çare olarak klip yönetmenini günah keçisi seçmektedirler. Fakat tam tersi durumlarda bazen olabilmektedir. Müzik klibi 200.000.000 kez izlenir. Bu defa da şarkıcı ve menajeri şarkımız çok güzel diyebilmektedir. Klibi çeken yönetmenin ve kamera arkasındaki ekibin emeği unutulabilmektedir. Hiç bugüne kadar çok izlenmiş bir şarkıcının ekibe sonradan güzellik yapıp bir ekstra bir kaşe (ücret) ödemesi yaptığını duymadık. ''malesef''




- Bedran Güzel

- Ahmet Can Tekin

- Murat Joker

- Nihat Odabaşı

- Kemal Başbuğ

- Metin Arolat

- Gülşen Aybaba

- Süleyman Yüksel

- Erkan Nas

- Kemal Kekeva

- Murad Küçük

- Tamer Aydoğdu

- Hasan Kuyucu

- Mustafa Özen

- Buğra Karaçam

- Ramazan Arslankaya

- Alişan Gökhan Yıldırım

- Gürcan Keltek

- Biray Dalkıran

- Ferit Çetinkaya

- Umur Turagay

- Elif Demiralp

- Mustafa Uslu

- Eyüp Dirlik

- Fatih Kızılgök

Fenerbahçelilerin Mutlak Ziyaret Etmeleri Gereken 15 Harika Yer

Listeye ve yazıya eklemeler yapmak isteyenler eyupkaanyoksu@gmail.com adresine mail atabilir veya https://www.instagram.com/eyupkaanyoksu sosyal medya hesabı üzerinden mesaj gönderebilirler.

''Fenerbahçe'' denince herkesin ilk olarak aklına hiç kuşkusuz Kadıköy ve Bağdat Caddesi civarı gelmektedir. Sarı lacivertli taraftarlar maç günleri deplasmana gidemiyorsa hiç kuşkusuz caddedeki mekanları dolduruyor. İşte Fenerbahçelilerin kendilerini özel hissettikleri anıtlar ve mekanlar ...



1- Bağdat Caddesi
2- Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumu
3- Alex Heykeli
4- Develi Kalamış
5- Mersin Fenerbahçe Anıtı
6- Lefter Heykeli
7- Bahçelievler Fenerbahçe Euro League Heykeli
8- Fenerium Mağazaları
9- Maç Günü Kadıköy Sokak
10- Düzce Fenerbahçe Topuk Yaylası
11- Fenerbahçe Müzesi
12- Maç Günü Yoğurtçu Parkı
13- Nazlı'nın Yeri
14- Kadıköy Boğa Heykeli
15- Maçkolik Complex Kadıköy


21 Mart 2020 Cumartesi

Dönem Dönem İtalya Sineması Hakkında !

Dönem Dönem İtalya Sineması

İtalyan sinemasını size detaylandırmaya çalışsam sayfalarca yazı çıkar, altından kalkamayız. Sporda, tarihte, müzikte köklü bir tarihi olan Çizmenin, Sineması da bir o kadar köklü ve detaylı. Çok şükür onlar kendi sinemalarını bölümlere ayırmışlar da bizlere kolaylık oluyor. İtalyan Sineması zaman zaman değişen tarzları, çok önemli oyuncuları, filmleri ve akımları ile Avrupa'nın önde giden Sinemalarındandır. Aşırı detaylı olmasa da gelin bir inceleyelim.
Sinemanın keşfinden birkaç ay sonra 1896 yılının mart ayında İtalya'da ilk gösterimler yapılır. Sırasıyla Martta Roma ve Milano, Nisanda Napoli-Salerno ve Bari, Haziranda Livorno, Ağustosta Bergamo-Bologna ve Ravenna, Ekimde Ancona, Aralıkta Turin ve Pascera şehirlerinde gösterimler yapılır. Sinema o kadar çabuk benimsenir ki 1903-1908 yılları arasında Roma'da Cines, Turin'de Ambrosio ve İtala Film adı altında 3 film şirketi kurulur. Bunları birçok film şirketi takip eder. İtalya'da ilk çekilen film, tarihsel bir film olan Alberini'nin 1905'te çektiği La presa di Roma, 20 settembre 1870'dir(Roma'nın Fethi, 20 Eylül, 1870). Onu takiben çekilen filmler genel olarak kitaplardan uyarlamalar ve kendi tarihleri hakkında belgesellerdi. Örnek olarak Mario Caserini'nin Otelle(1906) filmini verebiliriz. Jül Sezar, Kleopatra, Nero gibi İtalya tarihinin önemli isimleri hakkında tarihsel filmler yapılmıştır. Lyda Borelli, Francesca Bertini ve Pina Menichelli zamanın ilk divaları olarak ön plana çıkarlar, hatta Francesca Bertini sinemada çıplak görünen ilk aktirist olur.
Enrico Guazzone'nin 1912 yapımı Quo Vadis ile Giovanni Pastrone'nin 1914 yapımı Cabiria filmi dönemin ilk çok para harcanan filmleri olur. Dediğim gibi İtalya'da sinema hep dönem dönem akımlara göre değişmiştir. 1911-1919 seneleri yapılan filmlerin hepsi Fütürizm filmleriydi. İşin kötü yanı o döneme ait fütürizm filmlerinin çoğu kaybolmuştur. Avrupa'da film şirketlerinin çoğalması ve 1.Dünya Savaşının başlaması ile İtalya Sineması duraklama dönemine girer. Bu döneme Silent Era yani Sessiz Dönem denir. Bu dönemin özelliği, yapılan filmlerin sessiz olması ve yapım yıllarından yıllar sonra yayınlanabilmiş olmalarıdır. Mario Camerini'nin Rotaio(1929) filmi ile Alessandro Blasetti'nin Sun(1929) filmi Sessiz Dönemin öne çıkan filmleridir.
1930 yılında Gennaro Righelli'nin La Canzone Dell'amore filmi İtalya'nın ilk sesli filmi olur. Onun peşinden gene Gennaro Righelli'nin Blasetti's Terra Madre(1930) and Resurrectio(1931) ve Camerini'nin Figaro and His Great Day(1931) filmleri gelir. Şahsen benim için İtalya Sinemasının eğlenceli kısmı 1930'dan sonra başlar. O dönemlerde İtalya Faşist bir yönetim tarafından yönetiliyordu. Devletin başında, başa 1922'de getirilmiş olan Benito Mussolini, yani Hitler'in kankası vardır. Mussolini, Sinemayı bir silah olarak görür ve propaganda aracı olarak kullanmaya başlar. O dönem yapılan filmlerin hepsine Telefoni Bianchi filmleri yani Beyaz Telefon Filmleri denir. Türü komedi ve melodramlardan oluşan bu filmler bir nevi halkı uyutmak için yapılır. Filmlerin içeriğinde hep zengin aileler, ihtişamlı mekanlar gösterilir, sanki tüm İtalya böyleymiş gibi davranılırdı. Türün adı da filmlerde görülen beyaz telefonlardan gelir. Esasında Telefoni Bianchi türe verilmiş resmi bir ad değildir, küçümseme amacında konmuş bir isimdir. Dönemin önemli Telefoni Bianchi filmleri Guido Brignone'nin Paradiso(1932), Carlo Bragaglia'nın O La Borsa O La Vita(1933) ve Righelli'nin Together in the Dark(1935) filmleridir. 1930 ile 1944 arası çekilen 639 filmin yarısı Telefoni Bianchi filmiydi.



Benito Mussolini bunlarla kalmayıp Cinecittà sinema stüdyosunu kurdurur. 1937'de tamanlanan Cinecittà o dönemin teknik ve teknoloji olarak en gelişmiş stüdyosuydu belkide. Cinecittà birçok filme ev sahipliği yapmıştır hatta günümüzde hala faaliyettedir ve hala içinde filmler yapılmaktadır. Daha sonra Federico Fellini ile en yakın ilişki kuran stüdyo olmuştur. Tabi Telefoni Bianchi filmleri birçok
yönetmenin canını sıkmıştır çünkü filmler gerçeği yansıtmamaktaydı. Halk zor durumdaydı ve bunu kimse bilmemekte, yansıtılmamaktaydı. Cinecittà sayesinde propagandasını ileri seviyeye taşıyan Mussolini'ye cevap 2. Dünya savaşından sonra gelir; Yeni Gerçekçilik Akımı!

2. Dünya Savaşının bitmesi ile İtalyan Yeni Gerçekçilik(Neorealism) akımı ortaya çıkar. Gerçeklerin gösterilmesini savunan yönetmenler kameralarını alıp sokağa çıkarlar ve gerçekleri çekmeye başlarlar. Bu akımın en önemli yanları, belkide parasızlıktan dolayıdır ya da devletin bu tarz filmleri sansürleyecek olmasından dolayı, yönetmenler stüdyolardan uzak dururlar. Film oyuncuları amatördür hatta çoğu hiç oyunculuk yapmamış insanlardır. Yalın, alışagelmişten uzak, gerçek dekorlar ile süsleniyordu filmler. Bazı filmlerin tamamlanması yıllar sürmüştür. Akımın ilk filmi de bir tartışma konusudur. Kimisi, Postacı Kapıyı 2 Kere Çalar kitabının uyarlanmış versiyonu olan Luchino Visconti'nin Ossesione(1942) filmi olduğunu söyler, kimiside, Roberto Rosselini'nin 1945 yapımı filmi olan Roma Citta Aperta(Roma Açık Şehir) olduğunu söyler. Hangisi akımın ilk filmi olursa olsun bu filmler dönemin gerçek yüzünü anlatan filmler olurlar. Onların ardından en çok ses getiren filmler Sciuscia(Kaldırım Çocukları, 1946), Paisa(Hemşire, 1946), Germanio Anno Zero(Almanya, Yıl Sıfır, 1948), Miracolo a Milano'dur(Miracle in Milan, 1951). Yeni Gerçekçilik döneminin en başarılı ya da en çok ses getiren filmi ise The Bicycle Thief(Bisiklet Hırsızları, 1948) olur. Filmin konusu; Aylar sonra iş bulan Ricci'nin işi yapmak için aldığı bisikletin çalınması ve başka çaresi olamasından dolayı oğluyla beraber bisikleti tüm şehirde arayıp bulmaya çalışması ve kaldığı zor durumlar.

Yeni Gerçekçilik akımı filmler bir yandan devlet ile mücadele verirken bir yandan da halkı bilinçlendirmeye, gerçekleri göstermeye çalışıyordu. Ossesione filmi ilk defa sinemada gösterildiğinde Mussolini salonu terk etmiş, terk ederken "Bu İtalya değil!" diye bağırmıştır. İşin garip yanı tüm dünyaya yayılmış olan bu akım İtalya'da sadece 10 yıl dayanabiliyor. Vittorio De Sica’nın 1952 yılında çektiği Umberto D. filmi, akımı bitiren resmi film olarak kabul edilir. Akımın bitmesinin nedeni hem İtalya'nın Ekonomisinin yükselmesi ile yaşam şartlarının düzelmesi hem de öncü olan kişilerin akımlarını terk etmesi oldu. Yeni Gerçekçilik akımının bitmesi ile yeni akımlar sırasıyla ortaya çıkmaya başladı. Böylece akıllarda sorularda kaldı, acaba Yeni Gerçekçilik başarılı olabildi mi? Başarılı olmadı dense bile çok ama çok şey kattığı kesin.

Şimdi biraz hızımızı arttıralım. Yeni Gerçekçilikten sonra sırasıyla Pink Neorealism, Peplum, Spaghetti Western, Diallo, Polizieschi akımları gelir. Pink Neorealism döneminde İtalya'nın yükselişi, sosyal ve komedi temalı filmler çekilmiştir. Dönemin öncülerinden biri, yeni gerçekçiliği bitiren filmi yapan Vittorio De Sica'dır. Pink Neoralism 1954-1961 yılları arasında yer bulurken aynı yıllar arasında Peplum adlı akımda başlar. 1958'de Hercules filminin yayınlanması ile İtalyan Film Endüstrisi mitolojik ya da incil temalı filmlere yönelir. Bu filmlere örnek olarak Mario Bava'nın Ercol Al Centro Della Terra(Hercule In The Haunted World) ile I Sette Gladiatori(The Seven Gladiators, 1964) filmleri gösterilebilir. 1960-1975 arası ise Spaghetti Western filmleri yapılır. Bir grup İtalyan yönetmenin başlattığı bu akımla 15 senede yaklaşık 600 film çekilir. Spagehetti Western ya da Italo-Western bildiğimiz tipik düşük bütçeli kovboy filmleriydi. Dönemin başını çeken kişide Sergio Leone'dur. Daha sonra gene aynı dönemlerde korku filmleri çekilmeye başlanır. Mario Bava, Riccardo Freda, Antonio Margheriti ve Dario Argento'nun başlattığı korku filmi akımının başlıcaları filmleri şunlardır: Black Sunday(1960), Castle of Blood(1964), Twitch of the Death Nerve(1971), L'uccello Dalle Piume Di Cristallo(1970), Profondo Rosso and Suspiria(1977). Tabi İtalyanlar aksiyon filmlerinden de geri kalmazlar. Polizieschi adı altında birçok polisiye film çekilir ve bu filmlerin başlıca aktörlerinden biri çoğumuzun adını ara sıra duyduğu Alain Delon'dur.

Bu akımların hepsi 1960 ile 1980 arası gerçekleşir. 1980 senesi geldiğinde ise İtalyayı kriz vurur. Bu krizden de yararlanmasını bilen İtalyanlar sanat filmlerine yönelirler. Dönemin öne çıkan isimlerinden biri, hatta İtalya Sinemasının en büyük isimlerinden biri olan kişi Federico Fellini'dir. Gerçi Fellini Yeni Gerçekçilik Akımı sırasında da La Strada(Sonsuz Sokaklar, 1954) filmi ile oradaydı. Bu yazımda
kendisinden pek bahsetmedim çünkü Fellini için bizzat bir yazı yazacağım. Devam edelim... Tabii sanat filmlerinin ortaya çıkması ile ödüllerde artış olur. Hazır ödül demişken 1961'e geri dönelim ve Sophia Loren'den bahsedeyim. Kendisi 1961 senesinde Akademi Ödülü kazanan ilk yabancı kadındır. Tekrar devam ediyorum... 1980'lerde ki yeni jenerasyon sayesinde İtalya Sineması epey yükselir. Guiseppe Tornatore 1990 yılında En İyi Yabancı Film dalında Akademi Ödülü kazanır. Onu takiben 1992 yılında Gabriele Salvatores, Mediterraneo filmi ile aynı ödülü İtalya adına tekrar kazanır. 1998 yılında ise Roberto Benigni, Life Is Beautiful filmi ile Akademi Ödüllerinde 3 dalda oscar kazanır. Saymaya devam edersem bu ödüller böyle akar gider. Kısaca özetlersem ama En İyi Yabancı Film dalında 13 Akademi Ödülü ve 12 Palmes d'Or Ödülü. Bu da İtalyayı en çok Akademi Ödülü ve 2. en çok Palmes d'Or ödülü kazanan yabancı ülke yapıyor.

Şuana bakarsak İtalya Sineması güvenilir ellerde. Şuan sinemalarda takip ettiğimiz çoğu yönetmen ya da oyuncu esasında İtalya kökenlidir. Martin Scorsese, Frank Capra, Quentin Tarantino gibi yönetmenler ve Sylverster Stallone, Al Pacino, Marlon Brando gibi oyuncular esasında İtalya kökenlilerdir. Bu kişiler İtalya'nın dünyaya armağanlarıdır. Esasında yazabileceğim daha o kadar çok şey var ki İtalya Sineması hakkında ama hepsini yazsam okumaktan sıkılırsınız. Birkaç ufak detaydan daha bahsedecek olursam, İtalya gelişmiş bir ülke olduğunu sinema salon sayısı ile gösteriyor; 148 sinema salonu. Aktif bir sinema seyirci sayısı ve ben bu yazıyı yazarken en çok izlenen film bir İtalyan filmiydi. Ortalama bir İtalyan yılda 25 bin dolar kazanıyor, sinema bence pahalı olmamalı. Ortalama 8 euro olan bilet fiyatı diğer kuzeye nazaran çok daha ucuz. Tabii ki her yazımın sonunda yaptığım gibi gene bir film önerisinde bulunacağım. Yeni Gerçekçilik döneminin en önemli filmi olarak sayılan Bisiklet Hırsızı'nı denemeye ne dersiniz?

Kısa Bir Hapishane Filmleri İncelemesi

Gelin yoldan geçen on kişiye soralım şimdiye kadar izledikleri en iyi hapishane filmi hangisi diye. Kısa bir düşünmenin ardından dudakların arasından dökülecek kelimelerin bütünü elbette Esaretin Bedeli “The Shawshank Redemption” olacak. Zannetmiyorum bu filmi ilk sıraya yerleştirmeyecek bir sinemaseverle karşılaşalım. Tim Robbins ve Morgan Freeman’nın beraberliği ile Stephen King’in romanından uyarlama olan bu filmi artık klasikler arasına alabiliriz diye düşünmekteyim. Esaratin Bedeli’ne hak ettiği değeri verdikten sonra gelin sinema tarihinin en iyi 15 hapishane filmini sıralayım.

Türk Sinemasından Hapishane Filmleri seçkisine değinmeden olmaz. Tunç Başaran’nın filme aldığı 1989 yapımı “Uçurtmayı Vurmasınlar” ve Yılmaz Güney’in kaleminden 1983 yapımı “Duvar” bu listede olmayı hak eden filmler arasında



1. Stuart Rosenberg ‘den 1967 yapımı “Cool Hand Luke” (Parmaklıklar Ardında)



2. Franklin J. Schaffner’den 1973 yapımı “Papillon” (Kelebek)



3. Jacques Becker’den 1960 yapımı “Le Trou”



4. Frank Darabont’dan 1999 yapımı “The Green Mile” (Yeşil Yol)



5. Don Siegel’den 1979 yapımı “Escape From Alcatraz” (Alkatraz’dan Kaçış)



6. Steve McQueen’den 2008 yapımı “Hunger” (Açlık)




7. John Frankenheimer’den 1962 yapımı “Birdman of Alcatraz” (Alkatraz Kuşçusu)



8. Jacques Audiard’dan 2009 yapımı “Un Prophète” (Yeraltı Peygamberi)



9. Daniel Monzón’dan 2009 yapımı “Celda 211”



10. Tim Robbins’den 1995 yapımı “Dead Man Walking” (Ölüm Yolunda)



11. Stanley Kramer’den 1958 yapımı “The Defiant Ones” (Kader Bağlayınca)



12. Hector Babenco’dan 2003 yapımı “Carandiru”



Yaşadığımız Devri Sorgulatan En İyi 19 Distopya Filmi

Öncelikle distopyanın ne olduğunu açıklamaya çalışalım: Distopya, ütopyanın karşılığı olarak kötü, karamsar, kıyamet senaryoları içeren bir dünya üzerine kurulu hayal anlamına gelir.

Herkesin kıyameti kendine tabii. Size göre dünya ayran tsunamisi altında kalabilir, ülkeyi yönetenlerin bıyıkları sizi halının altına süpürebilir, o biraz hayal gücünüze kalmış. Kendi distopyanı kendin yarat isimli çalışmalarımız yakında başlayacak.
Yalnız birkaç distopya eseri var ki bakkala gittim distopya aldım bilinirliğinde olan; tabii ki Hayvan Çiftliği, 1984 ve Cesur Yeni Dünya gibi kitaplardan bahsediyoruz. Distopyanın anlamını bilmeseniz dahi bi George Orwell, bi Aldous Huxley olsun, bu yazarları mutlaka duydunuz, eminiz.


Peki ya distopya filmleri?

En basit haliyle kötü gelecek olarak tanımlayabileceğimiz distopya, Superman’in kırmızı donuyla dünyaları kurtardığı filmlerde göremeyeceğiniz bir anlayışa sahip. Distopik gelecek kötüdür, karamsardır, insanlık için umut yoktur ve insanoğlu bir zamanlar efendisi olduğu varlığın kölesi haline gelmiştir ya da doğal afetler anasını ağlatmıştır.
Herkesin kıyameti kendine dedik ya, işte orada makineler tarafından mı yoksa fareler tarafından mı yönetileceğimize karar vermek devreye giriyor. Biz de üşenmedik, biraz kafayı sıyırmış her yönetmenin el attığı distopik filmler kuşağına bıraktık kendimizi.

Metropolis (Fritz Lang, 1927)

Amiyane tabirle zengin oğlanla fakir kızın efsanevi aşkı üstünden felsefesini yediren, zamanının ilk distopik filmi olarak gösterilen ve kapitalizmi ıslak odunla kovalayan başyapıt, bu türün özellikle Alman sineması üzerinden nasıl çekildiğini görmek isteyenler için nevi şahsına münhasır bir yapıt.
Niteliksiz bilgi: Hitler’in en sevdiği film imiş.

Alphaville (Jean-Luc Godard, 1965)

Modern dünyanın izole ortamında her şeyin “tıkırında” gittiği, denklemin iki tarafının birbirini eşitlediği, matematiksel açıdan mükemmel fakat anlamı olmayan bir dünyada aşkın irrasyonel olarak kabul edildiği bir dünya. E doğal olarak tüm kurallara baş kaldırıp aşık olan iki insan. Post-apokaliptik filmlerin ekmeğini yediği birkaç şey; hastalıklar, felaketler, robotlar, robotlar yoksa da robotlaşmış duygusuz insanlardır. Kategorisini bu robotlaşmış insanlardan alan film duygusallığın zayıflık olduğunu temel alan felsefesiyle klasik Hollywood yapımı dünyayı yok etmeye yeminli uzaylılarla bezeli olmayan bir bilimkurgu olmasıyla çizginin kesinlikle dışında.

Fahrenheit 451 (François Truffaut, 1966)

“Kitap okuyup n’apacan, ders çalış ders!” diyen ÖSS annesinin ait olduğu bu film kitapları yakmakla görevli bir itfaiyecinin görevini sorgulamasıyla ve tabii ki tek kişilik orkestra görevi üstlenerek rejimi yıkmaya çalışmasını anlatıyor. Çoğu distopik film gibi kitaptan uyarlama olan bu şaheseri izlerken sizden tek ricamız “Çok gezen mi çok okuyan mı?” sorgusunu bir yana bırakmanız. Kitaptan bir alıntıyla bitirelim;
“… bitişik evdeki kitap, dolu bir silahtır. Yakın gitsin. Silah ateş etmesin. Adamın kafasını koparın. İyi okumuş bir adamın hedefi olmayacağını kim bilebilir ki? Ben mi? Ben böylelerini hazmedemem, bir dakika bile… Sonunda tüm dünyada evlerin hepsi yanmaz duruma getirilince, eski amaçla itfaiyecilere gerek kalmadı. o zaman onlara yeni bir görev verildi; barışın koruyucuları olarak, resmi sansürcüler, yargıçlar, infazcılar oldular. İşte sen ve ben bunlardan biriyiz…”

A Clockwork Orange (Stanley Kubrick, 1971)

Anthony Burgess’in üniversiteye geçen her yeni gencin kitaplığına koyduğu, öğrenci ortamlarının sinema uzantısının Kubrick filmleri olduğu yerde baş tacı olan film, Kubrick’in diğer filmleri gibi “rahatsız edici”. Rahatsız edici çünkü film boyunca size şiddeti yediriyor, sanatın sterilliğini ortadan kaldırıyor ve bir bakıyorsunuz ki aslında izlediğiniz şiddet sahnelerinden korkmaktan çok etkilenmişsiniz. Aynısını değil ama benzer bir çeşidini icra eden Tarantino da şiddeti eğlenceli hale getirerek izlenebilir ve hatta zevk alınabilir kılan yönetmenlerden. En korkulacak kişi ne olduğu görüntüsünden belli olan değil, geceleri yatmadan önce süt içecek kadar uysal ama kendinden küçük kızlara acımasızca tecavüz edebilecek kapasitede olan Alex gibi karakterlerdir diyor, hem yazara hem de yönetmene şapka çıkarıyoruz.

Blade Runner (Ridley Scott, 1982)

Zamanının ötesine uzanan, Ridley Scott gibi bilimkurgunun babasının elinden çıkan bu film, tüm zamanların en iyi distopya filmlerinden bir tanesi orası kesin. Cyberpunk’ın ilk türü olmasıyla da gözümüzün nuru olan yapım yüksek teknolojiyle donatılmasına karşın sürekli dibe çöken, teknolojinin hem nimet hem lanet olduğunu kabul eden bir film. Konusu ise şöyle;Dünya’nın dışındaki tehlikeli operasyonlarda köle gibi çalıştırılan ve ömürleri sadece birkaç yıl olan replikaların dünyaya ayak basması yasaktır, olur da basarlarsa “blade runner” denen polisler tarafından avlanırlar. Harrison Ford’un canlandırdığı Deckard bu polislerden biridir, ama emekliye ayrılmıştır. Uzaydaki bir koloniden kaçarak yaşam sürelerini uzatmak ve bu köle gibi yaşama isyan ederek sorumluları bulmak için bir uçak kaçırarak dünyaya gelen bir grup replikanın yakalanıp yok edilmesi için tekrar göreve çağrılır. Emeklilik hayalleri suya düşer kısacası. “İnsan mı android mi?” ikilemiyle uykularınızı kaçıran bu kült bebişi izle izle doyamayacaksınız. Unutmadan; yine bir Philip K. Dick çevirmesiyle karşı karşıyayız.

Nineteen Eighty-Four (Michael Redford, 1984)

Distopyanın krallarından George Orwell Başkan’ın aynı adlı romanından uyarlanan bu film, günümüzde de spesifik bir kişi için bolca kullanılan “Big brother is watching you” sloganının ana tema olduğu, yani halk için mahremiyetin kalmadığı, totaliter rejimin sizin yerinize görüp, sizin yerinize duyduğu, tarihi yeniden yazdığı, sözcüklerin anlamını değiştirdiği acımasız bir dünya. Tanıdık bilip sevdiğiniz ne varsa yok etmeye yeminli ve sıçtığınız boktan dahi haberdar olan bu hükümeti devirmeye yeminli cengaver Winston Smith’i izlediğimiz film, bilimkurgu distopyalarının aksine takip edilmesi imkansız aksiyon filmlerinden ziyade diyaloglarıyla akılda kalmaya çalışıyor, iyi de yapıyor. Distopya dediğin sahibinin hayal dünyasıdır, fikridir, filmde anlatılması ve açıklanması gerekir.

Brazil (Terry Gilliam, 1985)

Yine Orwell Abi’mizin 1984′ünden esinlenmiş (bi bak: uyarlanmış, birebir versiyon değil yani) olan film kutu ofisine hapsolmuş, küçük bir yanlışın dahi sizi darağacına götürebileceği mükemmeliyetçi bir dünya. Şimdi böyle bir dünyada hata olmaz mı? E olur tabi. Biz de bu hatayı yapma talihsizliğinde bulunan Sam Lowry’nin maceralarını izliyoruz. Klasik aşk her şeyi fetheder izleyicisiyseniz “love conquers all”, yok aga ben realistim diyorsanız “director’s cut” versiyonunu itinayla izleyiniz, böyle bilimkurgu yok arkadaş!

Twelve Monkeys (Terry Gilliam, 1995)

Post-apokaliptik film kategorilerinden bahsederken hatırlarsanız hastalık, felaket, robotlar, uzaylılar filan demiştik. İşte “hastalık” kategorisine mensup olan bu film, gelecekten geçmişe gönderilen bir hükümlünün (Bruce Willis) hikayesini anlatan film, zaman sıçramalarını ustaca yerleştirmesiyle, seyircinin aklını allak bullak eden sembol yerleştirmeleriyle, Hitchcock’un Vertigo ve Birds filmlerine yaptığı göndermelerle ve efekt kullanmayışıyla “olayı bitirmiş” bir bilimkurgu. Unutmadan belirtelim; dön bak Brad Pitt.

Gattaca (Andrew Niccol, 1997)

Hak ettiği değeri göremeyen bilim kurgulardan biri olan Gattaca epik Uma Thurman ve Ethan Hawke oyunculuğuyla göz dolduruyor. Filmde genetik mühendisliğinin şimdiki gibi vasat üstü bir seviyede değil aşmış olduğu bir dünya izliyoruz. Günümüz bakmanın sevap olduğu insanlar için kullandığımız “kalemle çizilmiş gibi” söylemini gerçeğe dönüştüren filmde insan olmak acınası bir durum, çünkü herkes mükemmel gen haritalarına sahip. İşte insan olup aşırı hırslı olan karakterimizi bu genlere sahip olmaya kendini adar biçimde görüyoruz.

The Truman Show (Peter Weir, 1998)

Ufuk çizgisi bir duvar kağıdı olabilir, parmağımızı uzatıp çıkarmaya çalışmak lazım. Yaşadığı dünya kocaman bir setten başka bir şey olmayan bir adamın hikayesini anlatan film “Lan acaba?” gibi sorgulamalara yol açmasıyla zamanında hepimizin gerçeklik anlayışını yerle bir etmiş bir yapım.

The Matrix (Wachowski Brothers, 1999)

Çekildiği zaman göz önüne alındığında öncü olarak kabul edilmesi gereken, dövüş sahneleriyle aksiyon filmlerine yepyeni bir boyut kazandırmış olan The Matrix, devam filmlerinde hiçbir zaman ilk filmlerinde seyirciye verdiği kurmaca dünya hissini tattıramasa ve gittikçe kısıtlanan bir hikayeye hapsolsa da yine de en iyi distopik filmlerden. Distopyası Felsefe 101 seviyesinde olsa da insanların kontrol ettikleri güçlerin nasıl kölesi olduklarının iyi bir göstergesi. Hakkında şu ana kadar zilyon şey yazılıp çizilmiş olan filme yeni bir şey ekleyebilir miyiz bilmiyoruz fakat “Kaşık yok.” ve “Beyaz tavşanı takip et.” gibi replikleriyle birçok dövmeye meze olduğunu biliyor, yılda bir kere izleyerek kendisini yad ediyoruz.

Battle Royale (Batoru Rowaiaru) (Kinji Fukasaku, 2000)

Japon hükümeti tarafından kaçırılıp, ıssız bir adaya götürülüp kısıtlı miktarda silah, yiyecek tedariğiyle ve “En yakın arkadaşınızı öldürebilir miydiniz?” sorusuyla baş başa bırakılan 42 lise öğrencisini izlediğimiz filmin Suzanne Collins’in çok satan roman serisi ve günümüz gençlerinin yeni Twilight’ı The Hunger Games’in de esin kaynağı olduğunu belirtelim. Hayatta kalmak mı ahlak anlayışı mı gibi bir sorgulamayla önümüze gelen film nadide bir fikir distopyası.

Artificial Intelligence (Steven Spielberg, 2001)

Son zamanlarda kendini dizi yönetmenliğine ve Transformers’a yönelten Steven Spielberg’ün kült işlerinden olan Artificial Intelligence sahip olduğu distopyayı size yedirmekten çok robotların da sevgi dolu yumuk yumuk yaratıklar olabileceğini ve sevdiklerine insanlardan daha iyi sahip çıktıklarını gösteriyor. Bunu da 11 yaşında David isimli annesini sonsuza kadar sevmek için üretilmiş olan robot aracılığıyla yapıyor.

Minority Report (Steven Spielberg, 2002)

Aksiyon filmlerinin şövalyesi iki isim olan Tom Cruise ve Colin Farrell’ı bir araya getiren film Philip K. Dick’in bir başka hikayesinin ekmeğinin yendiği, Steven Spielberg tarafından yönetilen bir film. Hikayeye göre suç oranını 0′a düşürmeye yeminli bir hükümetin PreCrime denilen, bir cinayet işlenmeden önce kimin bunu yapacağını belirleyen bir icadın kimlerin başına ne çoraplar öreceğini izliyoruz. Ülkede suç oranı %90 gibi bir miktarda düşmüşken PreCrime ekibinin başında olan kişinin kendisinin bir cinayet işleyeceğinin hissedilmesi üzerine çaresiz adamın kendi silahıyla nasıl vurulduğunu ve kendini nasıl aklamaya çalıştığını görüyoruz. “Person of Interest” dizisinin bu hikayeden uyarlandığını belirtelim.

28 Days Later (Danny Boyle, 2002)

Felaketli, ıssız şehirlerde dolaşan tek adamlı film hayranıysanız yaşadınız. 28 Days Later tam da size göre. Karakterlerinin derin olmayışıyla ve arka plan hikayelerinin eksik bırakılmasıyla kaybeden fakat görüntü yönetmenliği inanılmaz güzel olan film kendini bu açıdan dengeliyor gibi. Filmdeki hastalık sonrasında insanların zombi olduğu söylenemez aslında, önce maymunlarda yürütülen ve başarısız sonuçlanan bu deneyin insanlara enfeksiyon bulaştırıp onları öfkeden çılgına çevirerek hayattaki tek amaçları bu enfeksiyonu diğerlerine bulaştırmak olduğunu izliyoruz. Filmin müziklerinin harika olduğunu da belirtmeden gitmeyelim.

V for Vendetta (James McTeigue, 2005)

İyi akşamlar, Londra. Saat dokuz. Burası 275 ila 285 orta dalgadan yayın yapan Kader’in sesi… Bugün beş Kasım bin dokuz yüz doksan yedi..
Brixton ve Sretham bölgelerinin bugün itibariyle karantinaya alındığı Londra halkına duyuruldu. Sağlık ve emniyet nedenleri ile bu bölgelerden uzak durulması tavsiye ediliyor…
Polis, bu sabah Birmingham bölgesinde on yedi eve düzenlediği br dizi baskınla büyük bir terörist şebekesini açığa çıkardı. Sekizi kadın yirmi kişi göz altına alındı…
Hava az bulutlu ve açık. 00:07′de başlayacak olan sağanak, 01:30′ a dek sürecek…
İyi akşamlar Türkiye.
Totaliter bir dünyada kaybolan kimlik ve özgürlüğün öyküsünü anlatan V for Vendetta, umutsuzluğun ve baskıcı bir yönetimin güncesi. Hakkında en çok aforizma dizilebilecek olan film Haziran ayı boyunca yaşananların dışında dünyanın en büyük hacker oluşumu Anonymous’un yüzü oluşuyla da aslında filmden o kadar da farklı bir dünyada yaşamadığımızı gösteriyor.
V for Vedat!

A Scanner Darkly (Richard Linklater, 2006)

Orwell ve Aldous Huxley ile beraber distopyanın meşalesini taşıyan üçüncü yazarımız Philip K. Dick’in hikayesinden uyarlama olan bu film kullanmaya başlayanın yavaşça kimliğini kaybetmeye başlamasıyla sonuçlanan bir uyuşturucu üzerinden giden bir film. Kimliğin olduğu filmlerde o kimlik önce kaybedilir, sonra da bulunur. Bunu bilesiniz. Ne diyoruz, beş beyazdan uzak duralım; un, şeker, tuz, eroin, kokain.

Children of Men (Alfonso Cuaron, 2006)

İnsanlığın kıyametinin post-apokaliptik felaketlerden değil bildiğimiz kısırlıktan geleceğini savunan film 2027 İngiltere’sinde geçiyor. Kitabından çok farklı biçimde kurgulanmış olsa da kitabı da filmi de kaliteli distopyalara güzel bir örnek. Çocuk yapamamanın getirdiği umutsuzluk ve yaşama amacının olmayışı, üstüne bir de sıkıyönetim ilan eden bir despotun ezici varlığının altında çaresizlikten kıvranan insanlara umut olmaya gelen, 18 yıldır doğacak olan ilk çocuğa hamile bir kadının ise tüm bu sıkıyönetim dalgasına son verebileceğinin ve bu sebeple korunmasının ehemmiyet taşıdığının bilincinde iki karakter olan Julianne Moore ve Clive Owen’ı ise başrollerde izliyoruz.

District 9 (Neill Blomkamp, 2009)

Yapımcılığını Peter Jackson’ın üstlendiği… Bunu demek yeterli aslında. Duydunuz Peter’ın sesini. Bunun dışında, Dünya’nın merkezini Amerika’dan almayıp Afrika’da geçmesi filmi daha inanılır yapan etkenlerden. “Uzaylılar Dünya’ya gelseydi biz onlara ne yapardık?” sorusuna cevap arayan film karakterlerin bu karidese benzeyen acayip yaratıklara ucube muamelesi yaparak onları sürgüne mahkum etmesiyle de gerçekçi bir yan taşıyor. İnsanın bilmediği şeyden ölesiye korktuğu gerçeğini göz önünde bulundurursak, biz de tam da bunu yapardık.

The Road (John Hillcoat, 2009)

Cormac McCarthy’nin romanından uyarlama olan film bir adam ve oğlunun bedeli ne olursa olsun hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. Distopik kısmı tartışmalı olan filmin dram yanı biraz daha ağır bassa da romanını okuyarak yaratılmaya çalışılan dünya hakkında çok daha fazla bilgi edinebileceğinize eminiz.