16 Kasım 2018 Cuma

Türkiye Sinemasında ''Kadın'' Olmak. Oyuncular, Yönetmenler, Eleştirmenler...

Türkiye Sinemasında ''Kadın'' Olmak. Oyuncular, Yönetmenler, Eleştirmenler...




Türkiye sinemasında kadınların bir sinema filminde gerçek manada konu olarak ele alınmasıyla bilinen ilk Türk filmlerinden Muhsin Ertuğrul rejisörlüğünde 1923 yılında çekilmiş olan İstanbul’da Bir Facia-i Aşk (Şişli Güzeli Mediha Hanımın Facia-i Katli)  filminin adından da anlaşıldığı ‘‘Şişli Güzeli” tasviri, kötü bir kadınnın (fahişe) öldürülmesine/katledilmesine uygun bir mizaç yaratmaktadır dönemin toplumu açısından. Çünkü adı duyulmuş, üstelik Şişli Güzeli diye bir lakap bile takılmış kadına. Diğer taraftan ise kadının toplumda saygın olması için kadın karakterinin erkekleşmiş halini de hatırlatmamız gerekiyor. Şoför Nebahat ve Fosforlu Cevriye filmlerinde kadının erkekleşmesi, yani toplumda yer bulması için erkek gibi davranan kadının elle tutulur özellikte olması, yine toplumun getirdiği bakış açısından şekillenmişti. Çoğunluğu erkek olan seyirci kitlesi, güzel kadın oyuncuların erkeksi tavırlarından hoşlanıyordu. 


Film yapımcıları da bu durumun farkında olup aynı tarz filmlerin çekilmesine ön ayak oldular.Yeşilçam sinemasında kadınlara, kadın sorunlarına yer veren, en önemlisi sinema filminde baş kahramanı kadın olarak gösteren Ömer Lütfi Akad olmuştur. Gelin, Diyet, Düğün üçlemesi ardından ortaya çıkan kadın kahramanı, olaylara biraz da olsa kadın gözünden bakabilme imkanı sağlamıştı izleyicilere. Ama kamera yine erkekti. Üçlemedeki özellikle Gelin filmi, kadını tiplemeden kurtarmış, ‘insan’ konumuna ulaştırmıştı. Hatta kadının sınıf bilincine vardığını bile anlatmaktaydı. Kadına bakışın, kadının değişmesinin emek/sınıf yansıması olarak Gelin filminin önemi büyüktür. İnsanın yabancılaşması, manevi değerlerden uzaklaşarak sistemin kölesi haline gelmesiyle yaratılan yeni dönemin alanı daha da genişleyen erkeğe karşı mücadele veren bir kadının gözünden aktarılmaya çalışılmıştı. Lütfi Akad’ın Türkiye sinemasında kadına/kadın sorunlarına yapıcı yönelişi Yeşilçam’ın gelişmesi için de milat sayılırdı.

Cumhuriyet’le birlikte Müslüman Türk kadınları da filmlerde oynamaya başlarlar. Türk kadın oyuncuların yer aldığı ilk Türk filmi Muhsin Ertuğrul’un yönettiği “Ateşten Gömlek” (1923) filmidir. Bu filmdeki kadın oyuncular Bedia Muvahhit ve Neyyire Neyir’dir. Sinema açısından Cumhuriyet’in kazandırdıkları arasında ilk sıralarda yer almaktadır.Tiyatronun ve sinemamızın efsane ismi Cahide Sonku, öncesinde bir tiyatro yıldızıdır. Bir yıldız olarak geldiği sinemada ilk filminden itibaren daha da büyür, ününe ün katar. Sinemanın yarattığı bir yıldız olmamakla birlikte, sinemada da yıldız olarak sürdürür ününü.

Türk Sineması’nın ilk ve gerçek yıldızı Sezer Sezin’dir kuşkusuz. Sezer Sezin, çok küçük yaşlarda, annesinden habersiz evden kaçarak “Hürriyet Apartmanı” (1944) ve “Yayla Kartalı” (1945) filmlerinde küçük rollerde oynar. Yapımcı Necip Erses’in isteğiyle, “Köroğlu” filminde oynar; biraz daha iyi bir rolde. Atilla Revüsü’nde sahneye çıkıyor, dans ediyordur. “Damga” (1948) filmindeki ilk önemli oyunuyla ünlenir. 

Filmin bir hafta salonlarda kalmasını umarlarken, dört hafta gösterilir, kapılarda uzun kuyruklar oluşur. Arkasından “Vurun Kahpeye” (1949) filmi ile yıldızlaşır.Sezer Sezin yalnızca sinema filmlerinde oyuncu olarak da yer almaz sinemada. Oynadığı filmlerin öykü-senaryo seçiminden, yönetmen seçimine, oyuncuların belirlenmesine kadar bütün 
aşamalarında yer alır.

Türkiye Sinemasının En Başarılı Kadın Yönetmenleri

- Bilge Olgaç
- Nuran Şener
- Birsen Kaya
- Yeşim Ustaoğlu
- Işıl Özgentürk
- Filiz Alpgezmen
- Deniz Gamze Ergüven
- Pelin Esmer
- Biket İlhan
- Belma Baş
- Birsen Kaya
- Tomris Giritlioğlu
- Cahide Sonku


İlk kadın yönetmen: Bilge Olgaç


Çoğunun senaryosunu kendisinin yazdığı 33 filmi bulunan Bilge Olgaç, Türkiye'nin hem ilk hem de en çok film çeken yönetmeni, pekçok ödülün sahibi. 2 Mart 1994'de henüz 54 yaşındayken Taksim'deki evinde çıkan yangın sonucu yaşamını kaybetti. O günlerde yeni bir filmi henüz bitirmişti.
Bilge Olgaç, Türkiye'nin hem ilk, hem de en çok film çeken kadın yönetmeni. 1940'da, Kırklareli, Vize'de doğdu. Orta öğrenimini yarıda bıraktı. Sinemaya 1962'de yönetmen Memduh Ün'ün asistanı olarak başladı. Başka yönetmenlerin yanında da asistan olarak çalıştı. İlk filmini 1965'de çekti. Üçünüzü de Mıhlarım isimli filmin başrolünü Yılmaz Güney üstlenmişti.
Sinema tarihimize ilk kadın yönetmen olarak geçen Bilge Olgaç, önce erkek gibi davranmayı seçmiş. O günlerde yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
"Genç bir kadındım. Üstelik bu işi kadın olarak ilk kez yapan insandım. İlk önce bir kadın ne yapabilir diye bakıyorlardı. Kuşkulu bir bakıştı. Ben de çok sert, bağırıp çağıran bir rolü benimsedim. Fakat sonradan bu rolden vazgeçtim. Çünkü insanlar artık bana inanıyorlar ve güveniyorlardı."


Türkiye Sinemasında kadını Temel Alan 9 Güzel Film


- Asiye Nasıl Kurtulur
- Bataklı Damın Kızı Aysel
- Aah Belinda!
-  Gelin
- Teyzem
- Sultan
- Eğreti Gelin
- Fahriye Abla
- Geriye Kalan


30 Ekim 2018 Salı

''Fenerbahçe Taraftarları'' Belgesel Filminin Fragmanı Yayınlandı

''Fenerbahçe Taraftarları'' Belgesel Filminin Fragmanı Yayınlandı

Yönetmenliğini Eyüp Kaan Yoksu’nun yaptığı ‘Fenerbahçe Taraftarları’ belgeselinden ilk fragman yayınlandı.

Fenerbahçelilerin taraftarların birbirleriyle ve takımla olan ilişkilerini odağına alan belgesel film projesidir.

Zeki Demirkubuz Sineması ve filmlerinin unutulmaz replikleri

Zeki Demirkubuz Sineması ve filmlerinin unutulmaz replikleri

Listeye ve yazıya eklemeler yapmak isteyenler; eyupkaanyoksu@gmail.com adresine mail atabilir veya https://www.instagram.com/eyupkaanyoksu sosyal medya üzerinden mesaj atabilir.



Yönetmenin Hayatı

Zeki Demirkubuz 1 Ekim 1964 tarihinde Isparta'da doğdu. Ortaokulu Gönen Öğretmen Okulu'nda okudu. Daha sonra İstanbul'a yerleşerek burada liseye başladı. Fakat kısa bir süre sonra okulu bırakarak fabrika ve tekstil atölyelerinde çalıştı. 1980 askeri darbesinde solcu bir partiye üye olduğu gerekçesiyle 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Tahliyesinin ardından farklı şehirlerde işportacılık yaptı. Askerliğini erteleyebilmek için okula dönmeye karar verdi. Liseyi açıktan bitirerek İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesine girdi. Sinema hayatına 1986 yılında Zeki Ökten'in asistanlığını yaparak başladı. 1994 senesinde ilk filmi olan C Block'u çekti. Daha sonraki dönemde çektiği Masumiyet, Üçüncü Sayfa, Yazgı, İtiraf, Bekleme Odası, Kader gibi filmleri ile pek çok ödül kazandı.


Zeki Demirkubuz'un Yönetmenliğini Üslendiği Sinema Filmleri ve Filmerinden Replikler:

- Masumiyet 1997
“Yolu yok çekeceksin. İsyan etmenin faydası yok, kaderin böyle. Yol belli. Eğ başını usul usul yürü şimdi.”- Film bu Mehmet abi, film. Milleti ağlatmak için yalandan yapıyorlar.- Aşık oldum abla görmüyor musun? - Bırak bu film ağızlarını ulan pezevenk.


- Kader 2006

- "Herkesin inandığı bir şey vardır bu amına koduğumun hayatında. Benimkisi de sensin. Ne yapayım…” - “O gece oturup düşündüm. Oğlum Bekir dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin. İsyan etmenin faydası yok, Kaderin böyle, yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi. O gün bugün usul usul yürüyorum işte.”-"Bekir abimin esas manitası ama süper kızdır Uğur abla siz bakmayın evli barklı olduğuna abimin, esas hikayesi Uğur abladır. Kerem ile Aslı'nın kinden bile daha büyüktür Allah'ıma."-“Kimse seni sevmeyecek benim kadar, bu bir gerçek.İster kul ol ister köle, tüm aşklar bir gün bitecek...”-"... Ama olmadı, dönemedim. Sonra bak oğlum, dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin. İsyan etmenin faydası yok kaderin böyle. Yol belli, ey başını usul usul yürü şimdi! ”- Kaç zaman, daha kaç defa konuşalım, söylenecek ne kaldı şerefsiz."İsyan etmenin faydası yok. Kaderim böyle. Yol belli, eğ başını usul usul yürü şimdi."


- Yeraltı 2012

-“Bazen durduk yerde bir olayın tüm yaşamımı değiştireceğine inanırdım. En çok da bu mecburi eve dönüşler sırasında, tam kapıda yakalardı bu duygu. Eşikte öylece kalır, gözlerim dalar, çocuksu bir umutla bir şeylerin olmasını beklemeye başlardım.”-Arkadaşlığın,karşılıklı,açık sözlü ve yalansız olanın için canımı veririm! Evet buna bayılırım sayın Generalim!-“Alayınız böylesiniz olum işte! Biraz gururunuz okşandığı zaman hemen hizaya geçiyorsunuz.”-Gerçeği, içtenliği ve samimiyeti çok severim. Ve Dostoyevski’nin dediği gibi; gerçeğin, her şeyin üstünde, zavallı egoların bile üstünde tutulmasını isterim. -"Her şeyle aramda gizli bir kavga başlamıştı."-Ne onurlu biriyim, ne de kahramanım. Ne de bir korkak. Ben hiç bir şey olamadım.-Bazen durduk yerde bir olayın bütün yaşamımı değiştireceğine inanırdım.-''Biraz bi gururunuz okşandığı zaman hemen hizaya geçiyorsunuz.''-Ve Dostoyevski’nin dediği gibi; gerçeğin, her şeyin üstünde, zavallı egoların bile üstünde tutulmasını isterim.


- Kor 2016

-Çalışkanlığına sözüm yok. Ama gözleri deli bakıyor bu kızın. Böyle kadınlar adamın üstüne kalır, yuvasını yıkar.


- Bulantı 2015

-"İnsanın aşağılık bir ihanetin sebebi olmak dışında hiçbir anlamı olmaması katlanılır gibi değilmiş." - Çıkmak, herhangi bir yere gitmek istiyorum. Gerçekten kendi yerimi bulacağım, içine yerleşeceğim bir yere. Ama benim yerim diye bir şey yok; ben fazlalığım.-"Hem nasıl bu kadar korkak hem nasıl bu kadar acımasız olabiliyorsun."- Çıkmak, herhangi bir yere gitmek istiyorum. Gerçekten kendi yerimi bulacağım, içine yerleşeceğim bir yere. Ama benim yerim diye bir şey yok; ben fazlalığım.


- Bekleme Odası 2003

-Ben de biliyorum vasat bir film, Zeki Demirkubuz çok kötü oynuyor falan ama seviyorum!-"Başkalarıyla mutlu olan kadınlar bana kendimi hep kötü hissettirmiştir."-"birbirimizden ne beklediğimizi bilirdik, buydu önemli olan, yeterdi. saatlerce konuşmazdık da oda dolu kalırdı."-Bana sorarsan kimseden bir şey beklememek en iyisi. Adalet en çok hak arayanların elinde zavallılaşır.-"Gözleri ağlamaktan şişmiş insana menemen yer misin diye sorulmaz ki ya!"- Abi sen simitçi falan mısın? Yönetmen dediğin Sinan Çetin gibi olur.


- Yazgı 2001

İnsan ben suçluyum diyebilir, ama suçsuzum diyemez.- O uzun ve saçma yılların sonunda, o gece ölüme o kadar yakınken neler hissetmişti acaba? Aklından neler geçmişti diye düşündüm. O an içimde bir şey kımıldar gibi oldu. Heyecanlanıp dinledim. Ama ruhum hala bomboştu.- “İnsan olmanın bütün yükünü benim gibilerin omzuna yıkıp kaçıyorlar”


- Kıskanmak 2009

"Yaşadığım bütün o saçma yıllar boyunca her gün gelişip büyüyen belki de beni var eden his bu olmuştu."
''Sen ihtiyarsın ben çirkinim, neden çekinip korkacağız?''


- İtiraf 2001
- “Acı çekmek bir şey değil ama neyin acısını çektiğini bilmemek kahrediyor insanı.”
-"Sanat anlatılamayanı anlatmaya kalkışmaktır ve yalnızlığımızdan kaynaklanır. Kimseye itiraf edemediğimiz şeylerden..."

- Üçüncü Sayfa 1999
- Bu memlekette bir tek garibanlar hırsızdır.-"bize başrol vermedi bu hayat'' -"gene diyorum bak; bir şeye sıkılırsan çekinme, söyle."- “Bir ara ağladı, Allah var içim acıdı.”


- C Blok 1994

“hüzünlü bir şiir gibiydi her şey. artık yavaş yavaş anımsıyordum. günler geçiyordu. bildiğim tek gerçek buydu. şairin dediği gibi: kendimi ağır ve müşfik akan bir suyun koynuna bırakmış’ gidiyordum.”
- Sıkılıyorum anlıyor musun, sıkılıyorum.
-


Zeki Demirkubuz'un Aldığı Ödüller

1995 Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) En İyi Yönetmen ve Film Ödülü
34. Antalya Altın Portakal Film Festivali Halk Jurisi Avni Tolunay Ödülü
36. Antalya Altın Portakal Film Festivali Behlül Dal Juri Özel Ödülü, En İyi Senaryo
13. Ankara Film Festivali En İyi Yönetmen, Mahmut Tali Öngören Özel Ödülü
38. Antalya Altın Portakal Film Festivali En İyi 3. Film, En İyi Yönetmen Ödülü
40. Antalya Altın Portakal Film Festivali Behlül Dal Juri Özel Ödülü
23. İstanbul Uluslararası Film Festivali En İyi Türk Yönetmen
42. Antalya Altın Portakal Film Festivali En İyi Film Ödülü
12. Nürnberg Film Festivali En İyi Film
25. İstanbul Uluslararası Film Festivali FIPRESCI Ödülü, En İyi Yönetmen
18. Ankara Uluslararası Film Festivali En İyi Yönetmen Ödülü
2012 Dubai İnternational Film Festivali En İyi Film, En İyi Erkek Oyuncu
45. Sinema Yazarları Derneği Ödülleri En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Kurgu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu



Zeki Demirkubuz'dan Efsane Sözler:

- ”Hayatta ve fotoğrafta en iyi pozu yalnızlar verir.”- ''Gençliğim kızlara hastalanacak kadar aşık olmakla geçti. Bunu biraz kaşıdım ve ortaya "Kader" çıktı. Hayatımda izlediğim en güzel filmler Dekalog'lar. İlk filmim C Blok'u onlara özenerek çektim.




Nuri Bilge Ceylan Sineması ve Filmografisi

Nuri Bilge Ceylan Sineması ve Filmografisi




Listeye ve yazıya eklemeler yapmak isteyenler; eyupkaanyoksu@gmail.com adresine mail atabilir veya https://www.instagram.com/eyupkaanyoksu sosyal medya üzerinden mesaj atabilir.


26 Ocak 1959'da İstanbul, Bakırköy'de doğan Nuri Bilge Ceylan'ın çocukluğu baba memleketi olan Çanakkale, Yenice'de geçer. İstanbul Yeşilköy'de Zirai Araştırma Enstitüsü'nde çalışmakta olan Ziraat mühendisi babasının idealist amaçlarla memleketi Çanakkale'ye tayinini istemesi sonucu, Nuri Bilge iki yaşındayken ailece Yenice'ye taşınırlar.
Nuri Bilge ve ablası Emine için Yenice kırlarında özgür bir çocukluk dönemi demektir bu. Ama bu özgürlük ablası ortaokulu bitirene kadar devam eder ancak. Yenice'de o yıllarda lise bulunmadığı için 1969 yılında tekrar İstanbul'a dönmek zorunda kalırlar. Nuri Bilge Ceylan, ilkokul beşi, ortaokulu ve liseyi Bakırköy'de devlet okullarında okur. Ama yaz tatillerinin bir kısmını genellikle Yenice'de geçirmeyi tercih eder.


Liseden sonra, 1976 yılında, İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümüne girer. Ancak olaylı yıllardır. Boykotlar, çatışmalar, siyasi kutuplaşmalar nedeniyle dersler sürekli kesintiye uğrar. O günlerde olayların en yoğun yaşandığı Maçka kampüsüne iki yıl gider gelir. Ancak olaylar derslere pek izin vermez.
1978 yılında tekrar sınava girer ve o yıllarda olayların görece daha az sirayet ettiği Boğaziçi Üniversitesi'nin Elektrik Mühendisliği bölümüne geçer.
Lise yıllarında filizlenen fotoğraf merakı burada fotoğraf klübünün de katkısıyla artar. Üniversitenin zengin kütüphanesi ve müzik arşivi, özellikle görsel sanatlara ve klasik müziğe olan tutkusunu beslemekte önemli rol oynar. Üstün Barışta'dan aldığı seçmeli sinema dersleri ve sinema klübünün yaptığı özel gösterimler, daha önce Taksim'deki Sinematek gösterimlerinde filizlenmiş sinema sevgisinin pekişmesini sağlar. Henüz DVD ya da videonun olmadığı, filmlerin sinemada seyredilmek zorunda olduğu yıllardır bunlar.
Boğaziçi yıllarında okul harçlığını çıkarmak için klüpte vesikalık fotoğraf çeker. Fotoğraf klübü dışında, dağcılık ve satranç klüplerinde de faaliyet gösterir.


1985 yılında okuldan mezun olan Nuri Bilge, 'Ne yapmalıyım?' sorusunun cevabını önce Londra'da, ardından Katmandu'da arar. Aylar süren batı ve doğu seyahatlerinin ardından Türkiye'ye dönen Ceylan askerlik yapmaya karar vererek kararsızlığın verdiği sıkıntılara bir son verir. Ve Ankara Mamak'ta geçen birbuçuk yıllık askerlik günleri boyunca hayatının geri kalanını nasıl şekillendireceğini keşfeder. Sinema...
Askerlikten sonra bu kararını hayata geçirmak amacıyla işe koyulur: Bir yandan geçimini sağlamak için tanıtım fotoğrafları çekerken bir yandan da Mimar Sinan Üniversitesi Sinema bölümüne devam eder. Ama artık otuz yaşlarında olan okulun bu en yaşlı öğrencisinin hayata atılmak için acelesi vardır, iki sene sonra okulu bırakır.
Önce arkadaşı Mehmet Eryılmaz'ın bir kısa filminde oyunculuk yapar ve teknik sürece baştan sona katılarak bilgisini pekiştirir. Sonra da o filmin çekildiği Arriflex 2B kamerayı kendi kısa filmini çekmek amacıyla satın alır. O yıllar henüz video kameralar bir opsiyon değildir.

1993 yılı sonlarında, bir kısmını Rusya'dan kendi valizinde getirdiği, bir kısmını TRT'nin verdiği son kullanma tarihi çoktan geçmiş filmlerle kısa filmi Koza'yı çekmeye başlar. Film 1995 Mayıs'ında Cannes'da gösterilir ve Cannes Film Festivalinde yarışmaya seçilen ilk Türk kısa filmi olur.


Nuri Bilge Ceylan Filmleri


-Koza - 1995

"Koza, teknik ve estetik birikimime rağmen film yapmaya bir türlü başlayamadığım ve sürekli ertelediğim için korkak ve mıymıntı olmakla suçladığım kendime ettiğim işkenceleri sona erdirmek için giriştiğim umutsuz bir denemeden başka bir şey değildi. Kendimi fırlatır gibi başladım o filmi çekmeye. Bitirdiğimde de neye benzediği konusunda gerçekten bir fikrim yoktu. Ama yine de Koza’yı çekmek, kendi yapıma uygun üretim koşullarını yaratmamı sağlayacak bütün ipuçlarını verdi bana."  nbcKoza, Cannes Film Festivali Uluslararası Kısa Film Yarışması’na (1995) davet edilen ilk Türk kısa filmidir. Nuri Bilge Ceylan’ınsa (NBC) ilk ve son kısa filmi. Çekilen üçüncü uzun metraj filmden geriye dönüp baktığımız zaman ilk filmin adını ve filmi daha iyi değerlendirebiliriz.-Kasaba - 1997Filmde, bir kasabada yaşayan üç kuşağın mevsimlerle birlikte değişen yaşamı konu edilir. Okula gidip gelen küçük bir kız, hayalleri olan bir genç ve askerlik anılarıyla yaşama tutunmaya çalışan yaşlı bir adamın hayata bakışları aynı kasaba içinde yalın bir dille anlatılır. 

-Mayıs Sıkıntısı - 1999

Berlin Film Festivali”nde ana yarışmaya seçilen ikinci uzun metrajı Mayıs Sıkıntısı ise film içinde film modelini kullandığı, içerdiği çekim sahneleriyle Kasaba filminin çekim öyküsünü ve bu filmden edindiği deneyimleri yansıtan özel bir yapıt. Ceylan”ın kasabasında çektiği son film olmasıyla da filmografisinde önemli bir yere sahip. Mayıs Sıkıntısı Saffet”in üniversite sınavında başarısız olduğunu gösteren belgeyi almasıyla başlar. Saffet”in hayal kırıklığı ve kızgınlığını belirten bu girişin ardından kısa sürede filmin öteki karakterlerini tanımaya ve dertlerini öğrenmeye başlarız. Kasabanın herhangi bir zamanda kendi döngüsü içerisinde kolay kolay yer almayacak bir durumu Muzaffer kasabaya taşır. Sürpriz bir ziyaret yapan Muzaffer”in amacı memleketinde film çekmektir. Kendisi film çekme hevesinde oladursun annesi sağlık sorunlarından, uykularından uyanmasına neden olan kaşıntılardan şikayetçidir. Babasının sorunu ise tarlasındaki ağaçlardır. Emin, ağaçlar olmadan tarlanın hiç özelliği kalmayacağını düşünürken aksi gibi devlet bu ağaçların kesilmesini istemektedir. Yıllardır bakıp yetiştirdiği ağaçlarını kesmek istemeyen Emin kanunların kendi yanında olduğunu düşünerek yirmi yıldır yaptığı gibi kadastrocuları bekler. Büyüklerin dünyası böyle meselelerle meşgulken Muzaffer”in yeğeni olan minik Ali”nin en büyük arzusu müzikli bir saate sahip olmaktır. Halasının ona verdiği yumurtayı kırmadan kırk gün boyunca taşıyabilirse hayalindeki saate sahip olabilecektir. Ceylan, kiminin yıllardır süren kimininse bir süredir hayatlarında olan bu meseleleri filmin ilk on dakikasında sunarak kalan iki saat boyunca bu sıkıntı ve arzuların detaylı dökümünü yapar.

-Uzak - 2002

Çanakkale'nin Yenice kasabasını kendisine mekan olarak seçen yönetmen, Uzak filmi için karlar altında bir İstanbul'u tercih etmiş.Film, ideallerinden uzaklaşmaya başladıkça yaşamının anlamını yitiren ve uzaklara gitmeyi düşleyen bir adamla, hayallerini gerçekleştirmek için İstanbula gelen bir gencin hikayesini anlatıyor.Minimalist bir sinema anlayışına sahip olan Nuri Bilge Ceylan, filmin senaryosunu ve yönetimini üstlendiği gibi, görüntü yönetmenliğini de kendisi yapmış. Sinemasında doğuya özgü yavaşlığı ve sadeliği temel almasıyla tanınan yönetmenin son filmi, en olgun çalışması olarak kabul edildi. Uzak, 39. Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Film ödülü alırken, Mehmet Emin Toprak’a En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ve Ceylan’a da En İyi Yönetmen ve En İyi Senaryo ödüllerini getirdi.

-İklimler - 2006

"İklimler" Nuri Bilge Ceylan'ın (kı­saca NBC diyelim) önceki filmlerin­den farklı bir film mi? Avrupa'daki festivallere ve sinema yazarlarına bakarsak, "İklimler"i en az "Uzak" kadar bağırlarına bastı­lar. "Uzak"ın Jüri Büyük Ödülü'yle döndüğü Cannes'da "İklimler" FIPRESCI ödülünü aldı. Eleştirmenler "İklimler"i 2006'nın en iyi filmleri arasında saydılar, Nuri Bilge Cey­lan'ın günümüz sinemasının en önemli yönetmenlerinden biri ol­duğunu belirttiler. Dönüp Türkiye'ye bakarsak, NBC'nin önceki filmlerine sunulan övgüler "İklimler"den esirgendi. SİYAD ödüllerinde "İklimler" en iyi film ödülünün 5 adayı arasına gi­remedi. Herkes bunun "o eski NBC" olmadığı konusunda hemfi­kirdi.Ben de "o eski NBC değil" diyen­lerdenim, ama aynı yolu tersten gittiğimi eklemem gerek. Şöyle ki: Layık görüldüğü tüm ödül ve övgülere rağmen NBC sinemasıyla aram pek iyi olmadı. En sevdiğim filmi "Uzak"tır, ki ona da hayranlık beslediğimi söyleyemem. Buna karşılık "İklimler", olağan görevleri­mizden "yılın en iyi 10 filmi" liste­sinde dördüncü sıraya koyacak ka­dar sevdiğim bir film oldu.-Üç Maymun - 2008 Yaklaşan genel seçimlere bir muhalefet partisinden aday olarak girecek iş adamı Servet, ıssız bir yolda trafik kazası yapar. Ölümle sonuçlanan kaza sırasında araçta bile olmayan şoförü Eyüp'e para verip yalan söyleterek ölümün sorumluluğunu almasını ister. Servet, kendisi yerine hapse giren Eyüp'ün karısı Hacer ile de ilişkiye girmeye başlayınca, olaylar sonunda bir aile dramına sebep olacak kadar karışır. 

-Bir Zamanlar Anadolu'da - 2011

Nuri Bilge Ceylan, bu filmiyle kentsel kaygılarını bir kenara bırakıp, tekrar taşranın sıkıntılı dünyasına ama bu sefer bir cinayet hikayesinin gerilimi ile dönüyor... Bir doktor ile bir savcının 12 saatlik gerilimli öyküsünün peliküle aktarıldığı filmin başrollerinde Muhammet Uzuner, Yılmaz Erdoğan ve Taner Birsel yer alıyor. Senaryoda Ebru ve Nuri Bilge Ceylan'ın yanı sıra Ercan Kesal'ın da imzası var. Yolların tek düzeliği ve kasabanın insana yeni bir şey sunmamasının sıradanlığını fona alan Bir Zamanlar Anadolu'da adıyla da klasiklere gönderme taşıyor. Bu sene Cannes'da Altın Palmiye için yarışan film, Nuri Bilge Ceylan'a Uzak ve Üç Maymun zaferlerinden sonra Cannes'da Büyük Jüri Ödülü'nü de kazandırdı.

-Kış Uykusu - 2014

Aydın emekli bir tiyatrocudur; oyunculuğu bıraktıktan sonra Kapadokya'ya babasından yadigar kalan butik oteli işletmek için geri döner. Aydın o günden sonra başlayan kış uykusu bu gözlerden ırak otelin içerisindeki gündelikleriyle, kah yerel bir gazeteye köşe yazıları yazarak kah her zaman niyetlendiği ancak bir türlü başlayamadığı tiyatro tarihi kitabını yazmayı düşünerek geçer. Tüm bu süreçte hayatında iki kadın vardır: Kendisine her anlamda uzak ve soğuk davranan genç karısı Nihal ve boşandıktan sonra yanlarına taşınan kız kardeşi Necla... Kışın bastırması ve artan kar yağışı bu küçük taşrada en çok Aydın'ın sinirlerine dokunur ve onu uzaklara gitmeye teşvik eder... Türk sinemasının Cannes tescilli, bol ödüllü yönetmeni Nuri Bilge Ceylan'ın Bir Zamanlar Anadolu'da filminden sonra hayata geçirdiği ve Cannes'da büyük ödül Altın Palmiye'ye layık görülen son filmi olan Kış Uykusu'nun başrolünde Haluk Bilginer yer alırken kadroda kendisine Demet Akbağ, Melisa Sözen, Ayberk Pekcan, Serhat Kılıç, Tamer Levent, Nejat İşler ve Nadir Sarıbacak eşlik ediyor. 

- Ahlat Ağacı - 2018

Sinan oldum olası edebiyatla ilgili bir genç adamdır ve yazar olmak istemektedir. Anadolu'da doğduğu köye dönen genç adam kitabını bastıracak parayı bulmak için tüm enerjisini harcamaya başlar ancak babasının geçmişten kalan borçları başına dert olacaktır... Nuri Bilge Ceylan'ın sekizinci sinema filmi olan Ahlat Ağacı'nın yapımcılığının Türkiye ayağını Zeynep Özbatur Atakan üstleniyor. Oyuncu kadrosunda; Ahlat Ağacı’nın başrollerini Doğu Demirkol, Ahmet Rıfat Şungar, Bennu Yıldırımlar, Hazar Ergüçlü ve Murat Cemcir, Tamer Levent, Ercüment Balakoğlu, Kadir Çermik paylaşıyor.


Nuri Bilge Ceylan'ın Sinema ile İlgili Sözleri:


-”Ben, görmek istediğim filmi yapmaya çalışıyorum”

-”İnsanları belli bir şeye alıştırdı. Ve o  formülden giden filmler daha çok izleniyor. Yeni bir şey öğrenen, gerçekliğin  peşindeki filmler daha az izleniyor. Bu sinemanın kaderi”

-”Bana, benim yapacağım filmin çok  izlenmesi bana pek makul gelmiyor. Kendimi yalnız hissettiğim, başka yollarla  paylaşamadığım, konuşma yoluyla başka şekilde, hatta en yakın arkadaşlarımla çok  üzerinde konuşamadığım şeyleri film yapma yoluyla ifade etmeye çalıştığım için  insanlar arasında paylaşılması çok kolay olmayan şeyler oluyor. Onların da çok  izlenmesini beklememek gerek diye düşünüyorum”

-”Çekimde yaratma sürecinin devam etmesi gerekiyor. Yönetmenin o  şekil çalışma biçiminin olması, filmi didaktizmden kurtarıyor”

-”Ben filmin anlamının diyalog yoluyla olmasını çok istemiyorum. O beni  rahatsız ediyor. Hayatta öyle değil gibi geliyor. Hayatta da hepimizin yalan  söylediğini düşünüyorum. Hayatta gerçeği öğrenmek isteyen biri, bir insanın ne  söylediğine bakmaması gerekiyor. Ya da ben gerçeği oradan edinmiyorum gibi  geliyor, o yüzden sinemada da böyle olması gerektiğini düşünüyorum. İfadeleri  söylemediklerinde, saklamayı tercih ettiklerinde, daha çok gerçek saklı gibi  geliyor. Bu görüşümü de sahneye yansıtmak istiyorum. Diyalogda söylenenlerle bir  filmin ilerlemesini sağlamak istemediğim için de diyaloğa fazla yaslanmak da  istemiyorum.”

-”Küçük bir ekiple çalışırken bütçe açısından bir sorun yok 5 kişiydik.  Ama son filmimde güneşsiz bir sahne çekmek gerekiyordu. Gidiyorduk öğlene kadar  bekliyorduk. Güneş duruyordu. Soruyordum ne kadara mal oldu diye Zeynep’e. Şu  kadara mal oldu. İnanamıyordum. O rakamı duyduktan sonra üzerimde bir baskı  olmaması imkansız”

-”İlk filmim Kasaba’yı  1 yılda çektim. Canım isteyince çektim. Çok özgürdüm, iki kişiydiniz sonuçta. Ama  70 kişi, bunlar her gün yemek yiyorlar, otel masrafı var ister istemez baskı  oluyor üzerinizde. Sınırsız bütçeli filmler değil bunlar. Sınırsız da olsa saçma  geliyor bu kadar masraf. Dolayısıyla az insan olmalı sette. İşi olmayan insan  olmamalı. Ekip seçerken ben gönüllü falan pek almam. İşlerinde çok iyi olan  minimum insan var olmalı”

-’'Daha çok şey eklersin, daha çok şey düşünürsün. Bu da  daha küçük ekiple olabilecek şey. Yani lüks, sinemaya çok fazla bir şey getirmiyor. 70 kişi var sette. Zamanım daha çok olsun bunu tercih ederim” 

-”Mühendisliğe  girmeden önce fotoğrafçılığa başlamıştım. Aslında çocukken ve gençliğimde sanat  namına çevremde çok bir şey yoktu. Bir gün, doğum günümdü sanırım hediye edilen  bir fotoğraf kitabı her şeyi başlattı sanırım. Orada fotoğrafçılık, başlangıçta  bir sanattan ziyade bir oyun gibi görünüyordu. Karanlık oda fotoğrafın  belirmesi... Oyun gibi başladı ama sonra daha çok benliğimi kapladı. Üniversitede  sanat fotoğrafıyla uğraşıyordum artık. Çok küçük bir şey, hediyeler, hayatınızı  tümüyle değişebiliyor”

-''Son filmlerimde diyaloglardaki bu artış, aynı zamanda sinema üzerinde oluşmuş bazı dogmalara karşı bir tür başkaldırı anlamı da taşıyordu benim için. Tiyatroda, romanda ve bazen de sinemada gördüğümde hoşuma giden, dengesi iyi tutturulduğunda tarifi zor bir haz aldığımı kabul etmek zorunda kaldığım bir şeyi, kendi yöntemlerimle deneyimlemek ve sınırlarını kurcalamak konusunda duyduğum karşı konulmaz bir meraktı da benim için bu.''



Nuri Bilge Ceylan Filmlerinin Katıldığı Film Festivalleri

17. Uluslararası İstanbul Film Festivali Berlin Film Festivali (1998) Köln Film Festivali (1999) 36. Antalya Altın Portakal Film Festivali (1999)19. Uluslararası İstanbul Film Festivali 2000Buenos Aires Uluslararası Film Festivali, 200112. Ankara Film Festivali 2000İskenderiye Film Festivali 200056. Cannes Film Festivali, 200339. Antalya Altın Portakal Film Festivali 200214. Ankara Film Festivali 200224. Siyad Türk Sineması Ödülleri, 200222. Uluslararası İstanbul Film Festivali 2003Cinemaya Film Festivali 200313. Orhan Arıburnu Ödülleri 2002Beyrut Film Festivali 200316. Trieste Film Festivali, 2004Mexico City Film Festivali, 200443. Antalya Film Festivali, 2006 59. Cannes Film Festivali, 200626. Uluslararası İstanbul Film Festivali, 2007Skip City Uluslararası Dijital Sinema Festivali, Japonya, 200761. Cannes Film Festivali41. Siyad ÖdülleriOsian's Cinefan Film FestivaliHaifa Film Festivali"Manaki Brothers" Film Camera Festivali64. Cannes Film Festivali Jüri Büyük Ödülü67. Cannes Film Festivali47. Sinema Yazarları Derneği Ödülleri


29 Ekim 2018 Pazartesi

Senaryo yazımı konusunda mutlak bilinmesi gerekilenler

Senaryo yazımı konusunda mutlak bilinmesi gerekilenler:

Listeye ve yazıya eklemeler yapmak isteyenler; eyupkaanyoksu@gmail.com adresine mail atabilir veya https://www.instagram.com/eyupkaanyoksu sosyal medya üzerinden mesaj atabilir.

Film çekmek için 3 şey lazımdır: Senaryo, senaryo ve de senaryo".

İyi bir senaryonun temel özellikleri nelerdir: İyi bir senaryonun ilk şartı hikâyenin iyi olmasıdır. Hikâye yöresel olmamalı, sınırları asmalı, tüm dünya insanlarına ulaşmalı. Hikâyenin bir çıkış noktası olmalı. 

Senaryo Yazımından önce Başvurulması Gerekilen Senaryo Kitapları:
Bir Senaryo Yazmak - Michel Chion
Senaryo Yazimi: Sinema ve Televizyon İçin - William Miller
Oyun ve Senaryo Yazma Tekniği - Turgut Özakman
Senaryo kuramı - Semir Aslanyürek
Senaryo Kitabi Senaryo Yazim Teknikleri ve Öyküleri - Öktem Basol
Senaryo Yazimi - John Costello
Senaryo Nasıl Yazılır - Oğuz Gözen
Diyalog Yazmak: Radyo, TV ve Sinema İçin Diyalog Yazmak - Rib Davis
Sosyal Senaryo ve Replikler Nasıl Yazılır ve Uygylanır? - Seyhun Topbaş

Senaryo Yazım Kuralları:

Senaryoya format olarak baktığımızda ana iki tür görüyoruz;

1- Fransız/İtalyan formatı: Sahne tanımlarının (mekânın, iç/dış çekim, gece gündüz çekimi gibi bilgiler) senaryonun sol kısmında tanımlanırken, o sahnede geçen diyaloglar sağ tarafta yer alır.

2- Amerikan formatı: Sahne tanımlarının sonrasında, o sahnenin diyalogları sayfanın ortasına gelecek şekilde yazılır.

Herhangi bir resim ya da yazı formatlama (koyu yazı, altçizgili) kullanılmaz. 12 boyutunda 'Courier' font kullanılarak dümdüz yazılır. Senaryoda her sayfa 1 dakikayı ifade eder. Yani iki saatlik bir filmin senaryosu 120 sayfadır. Bundan sonraki örneklerde hep filmimizi 120 dakikalık, yani 120 sayfalık bir senaryo gibi düşünelim.

Bir senaryo üç bölümden (giriş, gelişme ve sonuç) ve de sekiz sekanstan oluşmakta. "Giriş" bölümü 30 dakika, 2 sekans; "Gelişme" bölümü 60 dakika, 4 sekans; "Sonuç" bölümü ise yine 30 dakika,2 sekans olarak görülür.


Senaryo Yazım Programları:
CeltX
http://www.celtx.com/download.html

Eğitim
http://www.celtx.com/walkthru/script_ed.html

Celtx bir senaryo yazım programı, kullanışlı, programın Türkçe dil desteği olması ve ücretsiz olması önemli. Program sadece senaryo yazımı için değil bütün proje için tasarlanmış. Yani mekan seçimi, oyuncu seçimi, çekim takvimi gibi bölümleri de var.

Final Draft
http://www.finaldraft.com/

Demo
https://www.finaldraft.com/products/final-draft/download-demo.php

Final Draft Demo
http://media.finaldraft.com/mm_downloads/finaldraft711installer.exe

Kullanma Kılavuzu
http://media.finaldraft.com/mm_downloads/fd7manual.pdf

Eğitim
http://www.finaldraft.com/products/final-draft/

Movie Magic Screenwriter
http://store.write-bros.com/Default.aspx

Download Free Trial
http://store.write-bros.com/products/mms/index.aspx

Demo
http://www.screenplay.com/downloads/windows/demos/mms2000demo_lite.exe

Movie Magic Screenwriter: En azından senaryo yazımını iyice hızlandırıyor ve sayfa formatını kusursuz yapabiliyorsunuz. Programın Türkçe yaması yok. 


Senaryoyu Bölümlere Ayıracak Olursak Eğer:

GİRİŞ BÖLÜMÜ (30 dakika–2 sekans)
Hikâyede ne anlatacağını anlatır. Yaratıcılık ister. Soru sorar. Motivasyonu gösterir. Burada karakter sıradan insandır.

1.Sekans - Karakterin durumu(Aura)
Karakterin rutin hayatında, sıradan olarak neler yapar gösterilir. Seyirciye karakter tanıtılır. Ne zaman yasadığı, kim olduğu verilir. Hatta karakterin herkesten sakladığı gizlerini seyirci öğrenirse bu paylaşım seyirciyi kendini onun yerine koymasını kolaylaştırır. Karakter kendine ait aurası içinde, güvenli ve sıcak bir ortamda hayatını yaşayıp gider. Bunun dışına ancak bir zorlama olursa çıkacaktır. Yarını göremediğimiz anda macera baslar. Karakter için çatışma yaratılır, etkenler huzuru bozmaya baslar. İste karakterin güvenlik duyduğu, sıcaklık duyduğu, mutlu yaşadığı ortam bozulunca 'maceraya çağrı' noktasına gelinir. Motivasyon gösterilir (Eksik parçayı tamamlamak, gurur meselesi yapmak, açlık, emniyet, aşk, en zayıf noktamız olan sevgiliyi ve ailemizi korumak) Bu birinci sekansın sonu olur. (Simdi ne olacak?)

2.Sekans - Motivasyon
Motivasyon gösterilerek problem tanımlanır. Karakter önce gitmemeye ya da olay her ne ise yapmamaya çalışır. Problemler ve bunun sebepleri tanımlanır. Geri dönüsü olmayan noktaya gelip karar verir ve yola çıkar. Burada seçenekleri çoktur ve bunlar arasından bir seçim yapar. Karar vermesiyle hikâye baslar

GELİŞME BÖLÜMÜ (60 dakika–4 sekans)
Hikâyeyi anlatır. Ustalık ister. Aktivasyonu gösterir. Seyirci burada umut ve korku hisseder. Karakter hedefine ulaşsın ister ama ya ulaşamazsa kaygısını taşır.

3. ve 4.Sekanslar - Engeller (Yükselen aksiyon)
Bu iki sekansta engeller ve yükselen aksiyon sonucunca tepe noktasına ulaşılır. Macera iyi gider. Engeller teker teker aşılır ve sanki karakter hedefe ulaşmış gibi gözükür. Sanki film bitecekmiş gibidir. Kötü adam neredeyse yenilmiştir. Karakterin seçeneği teke düşer. Bu tepe noktası filmin yarısı ve de 4.sekansın sonudur.

5. ve 6. Sekanslar - Düşüş
Karakterin iç-dış çatışmaları ve eksik bir tarafı vardır. Mutlu olduğunu sanırız ama değildir. Bu eksik taraf ortaya çıkar. Elde ettiği başarıdan hoşlanmaz ve kendi iç çatışmalarını da çözmelidir. Her şey terse döner. Dibe vurur ve hedefinden en uzak noktada 6. sekans biter.

SONUÇ BÖLÜMÜ (30 dakika–2 sekans)
Hikâyeyi neden anlattığını anlatır. Felsefe ister. Hedefi gösterir.

7. ve 8.Sekanslar - Hedefe kesin ulaşma ve Mutlu son
Bu iki sekansta karakter gelişme bölümünde kazandığı tecrübe ile en son ve çok daha güçlü bir şekilde son savaşa girer ve kazanır. İç problemlerini çözer. Önyargılarını yener. Karakterin yola çıkarkenki hedefi de değişmiş olabilir. Karakter film içerisinde değişime uğrar ve olağanüstü durum içerisinde kendini bulur ve film mutlu sonla biter.





Beykoz Kundura Fabrikası hakkında bilinmesi gereken 12 şey

Beykoz Kundura Fabrikası hakkında bilinmesi gereken 13 şey


Hayaller Hollywood Hayatlar Beykoz Kundura Fabrikası… Fabrika Toplam 182 dönüm... 
Listeye ve yazıya eklemeler yapmak isteyenler; eyupkaanyoksu@gmail.com adresine mail atabilir veya https://www.instagram.com/eyupkaanyoksu sosyal medya üzerinden mesaj atabilir.
1- Beykoz Kundura Fabrikası Tarihçesi
Bizim yerli ve çakma Hollywood rüyamız hep olmuştur. Ama bu rüya gerçek oldu. Çakmalar çakması film mekanlarımızın ilk sırasında Beykoz Kundura Fabrikası var. Klip çekilmedik mekan kalmadı burada.
1810 yılında tabakhane olarak kurulan Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası İstanbul’un en eski fabrikalarından biridir. Fabrika Osmanlı ve Türk ordusuna ayakkabı deri ürünlerinin tedarikini sağlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu dönemine (II. Mahmut döneminden imparatorluğun yıkılışına kadar), Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna ve birçok tarihi olaya şahitlik yapan fabrika 1933 yılında Sümerbank’a devredilmiştir. O zamandan bu yana hafızalarımızda asla eskimeyen sağlam Sümerbank ayakkabıları olarak yer edinen deri kunduralarının üretimini gerçekleştirmiştir. 80′li yıllarda zamanla sadece orduya üretim sağlayan fabrikada üretim 1999 yılında durdurulmuştur. 2004 yılında özelleştirme kapsamında ise Yıldırım Holding’e satılmıştır.
Şirket yetkilileri bütün çabalarıma rağmen görüş bildirmek istemedikleri için burayı ne amaçla satın aldıklarını tam olarak bilemiyoruz. Semt sakinleri büyük bir otel projesinin hayata geçirilmek istendiğini söylüyorlar. Bir diğer yaygın yorum da projenin birtakım “kağıt meseleleri” yüzünden geciktiği… Şirket bu süreyi mekanı film şirketlerine kiralayarak değerlendiriyor.
“Kayda alınmamış tek metrekaresi bile yok”
İçinde atıl durumda birçok bina bulunan mekan şimdiye dek pek çok çekime ev sahipliği yapmış. Öyle ki “Fotoğrafı çekilmemiş ve kayda alınmamış bir metrekare alanı bile kalmadı” deniliyor Ekşisözlük’te burası için. Yıldırım Holding’in fabrika içinde bulunan ofislerinden birinin duvarında burada yapılan çekimlerin birer görseli bulunuyor. Buna göre Kenan Doğulu kliplerinden tutun da, “Hatırla Sevgili”ye, “Beyza’nın Kadınları”ndan tutun da “Av Mevsimi”ne, “Adanalı”dan tutun da “Ciran Ciran”a, “Keşanlı Ali Destanı”ndan tutun da “Ezel”e kadar buradan geçmemiş yapım yok.

2-Aksiyon Filmlerinin ve Dizilerin Buluşma Noktası
Bir anda insanın gözü takılıveriyor. Mırıldanmaya başlıyorsunuz… Şey, burası, ımmm diyorsunuz. Her bir yanı bir yerden göze aşina geliyor… Bir duvar, bir sokak, bir dükkân, bir ev… Ben bunu bir yerlerden hatırlıyorum dedirtiyor insana. Tanıdık geliyor bir şeyler o esnada. Haksız da değilsiniz efendim. Çünkü şu anda Umutsuz Ev Kadınları, Öyle Bir Geçer Zaman ki, Keşanlı Ali Destanı gibi diziler, Osmanlı ve daha sonrasında da Türk askerine ayakkabı yapmak için 1810 yılında kurulan Beykoz Kundura Fabrikası’nda çekiliyor. Ayrıca Arka Sokaklar, Kurtlar Vadisi, Dedektif Memoli gibi dizilerin pek çok sahnesine de bu büyük ve doğal platoda hayat veriliyor. Mekân o kadar büyük ki, İstanbul’da aksiyon sahnesi çeken tüm diziler en az bir kez Beykoz Kundura Fabrikası’nın yolunu tutuyor. Ayrıca klip, sinema filmi ve fotoğraf çekimleri için de yine Beykoz Kundura Fabrikası seçiliyor. Hani olur da bundan sonra iki farklı dizide bir mekân benzerliği fark eder, “Ben burayı daha önce bir yerlerde gördüm” diye geçirirseniz içinizden, dejavu falan diye düşünmeyiz. Adres Beykoz Kundura Fabrikası’dır…

3- Beykoz Kundura Fabrikasında çekilmiş Dizi, Film ve Kliplerden bazıları
Film:
Altıoklar Film – Beyza’nın Kadınları, Limon Yapım – Eve Dönüş, Arzu Film – Maskeli Beşler Irak, Altıoklar Film – Emret Komutanım Şahma, Pana Film – Muro, Demo Film – Kirpi, Boyut Film – Güneşi Gördüm, Narşist Film – Kaptan Feza, Pro Film – Av Mevsimi, Boyut Film – New York’ta Beş Minare, Arzu Film – Park Panter, İyi Seyirler Film – Kutsal Damacana 3, Rand Film – Vücut, Az Celtic Yapım – Tailor Soldier
Dizi:
Pana Film – Kurtlar Vadisi Terör, Pana Film – Kurtlar Vadisi Pusu, SİS Yapım – Hatırla Sevgili, Pana Film – Fesupanallah, Erler Film – Arka Sokaklar, Sinegraf Yapım – Pusat, Mag Film – Hicran Sokağı, Samanyolu TV – 5 Boyut, Erler Film – Arka Sokaklar, Kanal D – Küçük Kadınlar, Rüzgar Yapım – Pulsar, Limon Yapım – İşler Güçler, Tükenmez Kalem – Pis Yedili, TİMS Yapım – Suskunlar, Ay Yapım – Fatmagül’ün Suçu Ne?, Medyapım – Fetih 1453, Koza Yapım – Tövbeler Tövbesi, TİMS Yapım – Kavak Yelleri, D Yapım – Öyle Bir Geçer Zaman Ki, A.N.S Production – Kanıt, Ay Yapım – Yaprak Dökümü, D Yapım – Küçük Kadınlar
Klip:
Trend Film – Yıldız Tilbe, Kadraj Sinema – Yunus Emre Saltan, Kadraj Sinema-Cengiz Kurtoğlu, D.N.A. Yapım – Şebnem Ferah, Onair Yapım – Nilay Dorsa, Kemal Başbuğ – Gripin, Biray Dalkıran – Serpil Çakmaklı, Film Side – Atiye, DNA Film – Müslüm Gürses, Doludizgin Yapım – TRT6 klip çekimleri, Filmside Yapım – Gökhan Özen, FPS Yapım – Mor ve Ötesi, Dirlik Film – Niran Ünsal, K.B. Yapım – Çağlayan Topaloğlu, GNL Yapım – Özge Fışkın & Levent Yüksel


4-Beykoz Kundura Fabrikası – İletişim
Kiralik Işık , Enerji ve Kamera İçin: 0212 551 92 67 
faruk.yildiz@beykozkundura.com
+90 216 323 31 30
Beykoz Kundura Fabrikası, Yalıköy Mah. Süreyya İlmen Cad. 34820 Beykoz / İstanbul

5-Beykoz Kundura Fabrikası'na alternatif mekanlar
– Beyoğlu’nda İngiliz Konsolosluğu
-Küçükçekmece ile Florya Arasında Sahil tarafında Kibrithane
– İzmit Seka Kağıt Fabrikası
-Karaköy Katlı Otoparkının En Üst Katı
-Samatya ve Balat semtleri
-Kuzguncuk Semti
-Ümraniye Film Platosu
-Işıklar Platosu (Kemerburgaz)
-Taşdelen Platosu (Çekmeköy)

6- Son zamanların gözde parti mekanı: Beykoz Kundura Fabrikası
Beykoz Kundura Fabrikası çekimler dışında da etkinlik yuvası olma yolunda ilerliyor. Bi bakıyorsunuz film seti, akşam set bitmiş reklam filmi başlamış o da bitmiş, Bir bakmışsınız Ukranyalı 3. Sınıf dansçı kızlar gelmiş, votkalar ve şampanyalar hava da uçuşuyor After Parti içerisindesiniz. R&B yahut House muzik çalıyor. Tabi içki ruhsatı da yok ortada… Para verirseniz belki de Pink Parti yapar 300 tane eşcinsel ile siprintiz parti bile yapabilirsiniz. Yeter ki Şirket çalışanlarına ödemesini yapın gerisi önemli değil kafası var.
Burada gerçekleşmiş partilerden birkaçı: Jotun What If Party’si, New Year’s Eve At The Old Factory,  What If Parti ,
Bunun dışın da Halil Altındere’nin ‘Cehennem Melekleri’ adlı eserinin prömiyeri de burada yapıldı.
Türk erkek giyim markası “Brand Who” 2015/16 Sonbahar/Kış Koleksiyonunu Beykoz Kundura / Deri Dolaplarında gerçekleştirdi.

7-Beykoz Kundura Fabrikası'nın geleceği
Tarihi fabrika hakkında birçok dedikodu dolaşıyor setlerde… Burası ne olacak, böyle mi devam edecek ? Özelleştirme İdaresi tarafından satışa çıkarılan Beykoz Deri ve Kundura Sanayii 29.7 milyon dolara Yıldırım Dış Ticaret Pazarlama A.Ş’nin oldu. Şirket fabrika alanına tatil köyü kurmayı planlıyor. diye haberler ilk olarak çıktı. Daha sonradan kimilerine göre ise Dubai’deki Burj el Arab benzeri bir otel yapmayı planlıyor diye haberler çıktı…

8- Beykoz Kundura Fabrikasına nasıl gidilir?
– Kadıköy ve Üsküdar’dan sürekli kalkan Beykoz dolmuşları ile Kundura Fabrikası durağına gidebilir, oradan da yürüyerek Kundura’ya girebilirsiniz.
– Yeniköy’den kalkan motora binip Beykoz İskelesi’nde inebilirsiniz. İskele’den Kundura’ya yürüyebileceğiniz gibi, dolmuş, minibüs ya da otobüs ile Kundura Fabrikası durağına gidip, oradan yürüyebilirsiniz. Ayrıca, taksi de tercih edebilirsiniz.
– Boğaz hattı deniz otobüsü seferleriyle haftaiçi şehir merkezinden Beykoz’a rahatlıkla ulaşım sağlanabiliyor.
– Deniz taksi de her zaman tercihiniz olabilir.

Adres: Beykoz Kundura Fabrikası, Yalıköy Mah. Süreyya İlmen Cad. 34820 Beykoz / İstanbul

9-Beykoz Kundura Fabrikası basının dilinden düşmüyor…
Beykoz kundura fabrikası çekimlerin ilgi odağı olduğu gibi basının da ilgi odağı olmuştur her zaman. Basında sürekli olarak yer alan bu kadar kişi ile klip çektiler. Kocaman bir ekiple çalışıyoruz yalanı magazincilerin olmassa olmazıdır. Prodüksiyonun büyük gösterilme çabaları her zaman vazgeçilmezdir. Beykoz Kundura da atılan yalanları saymaya ve kanıtlamaya kalksak oturduğumuz yerden Beykoz Kundura Fabrikasına yol olur



10-Kundura Fabrikasının en meşhur mekanı: Pervane
Beykoz Kundura Fabrikasının en meşhur olan mekanlarındandır Pervaneler. Bilmeyen yönetmen veya set emekçisi yoktur. Beykoz Kundura Fabrikasını ziyaret edenlerin hemen hemen hepsi bilir bu mekanı. Önünde fotoğraf çektirmeyen, klipte kullanmak için senkron çekmemiş kimse kalmamıştır.

11-Beykoz Kundura Fabrikası hakkında duyurular
-Beykoz Kundura’da bulunan setlere prodüksiyon ekipleri dışında girişe izin verilmemektedir.
-Hürriyet köşe yazarı Cengiz Semercioğlu’nun yazısında belirttiği üzere Beykoz Kundura’nın bu yaz dizi ve film setlerine hizmet vermeyi noklatadığı haberi tamamen asılsızdır.
-Beykoz Kundura Fabrikasında çekilen kısa film ‘Sessiz’ Cannes Film Festival’inden ödülle dönmüştür.

12-Beykoz Kundura Fabrikası'nın ilgi odağı olmasının sebepleri
-Kuşkusuz en önemli özelliği; tarihi dokusu, yılların yaşanmışlık hissiyatı.
-Setlerin hiç bir şekilde rahatsız edilmeleri,çekim rahatlığı.
-Enerjiye kolay ulaşılabilmesi.
-İçeride araç trafiğinin açık olması.
-Bölümlerden yani binalardan ve sokaklardan oluşması.
-Kullanım rahatlığı ve mekanların genişliği.

13-Beykoz Kundura Fabrikası'nda Yenilikler
- Beykoz kundura oteli açıldı.
- İçerisinde tabildot yemek hizmeti başladı
- Açık hava sineması yazın hizmete girdi.
- Yapılan kültürel etkinliklerin sayısı arttı.

14-Beykoz Kundura Fabrikasında Neler Çekilir

Video müzik klibi, reklam filmi, tanıtım filmi, belgesel, dizi, sinema filmi, kısa film, fotoğraf çekimi yapılmaktadır.