Bir olguyu, duyguyu ya da fikri doğrudan anlatmak yerine belli nesnelerle somutlayarak anlatma. Bu somutlama içerisinde de o nesnelerin kendi anlamlarını yitirip sizin anlatmak istediğiniz duyguya/fikre/olguya hizmet etmesi gerekiyor.Türk sinemasında metaforların en iyi şekilde yansıtıldığı filmlerin başlıcaları..
Ayrıca listeye film eklemek isterseniz eyupkaanyoksu@gmail.com adresine mail atabilirsiniz.
1-Bir Zamanlar Anadolu’da
Bir Zamanlar Anadolu’da, Nuri Bilge Ceylan’ın senaryosunu yazdığı ve yönettiği 2010 yapımı Türk dram filmi. Başrollerini Muhammet Uzuner, Yılmaz Erdoğan ve Taner Birsel’in paylaştığı film, bir doktor ile cinayet soruşturması yürüten bir savcının 12 saatlik gerilimli hikayesini konu almaktadır. On bir hafta süren filmin çekimleri Kırıkkale’nin Keskin ilçesinde gerçekleşti.
TRT’nin de katkısıyla, Bosna-Hersek ve Türkiye’nin ortak yapımı olan film 11-22 Mayıs 2011 tarihleri arasında gerçekleşen 64. Cannes Film Festivali’nde büyük ödül Altın Palmiye için yarışacak filmler arasına girdi ve ikinci büyük ödül olan Büyük Ödül’ü kazandı.
2-Asasız MusaYazar, aydın, demokrasi sözcüsü ve aktivist Musa Anter’in yaşamı metafor ve imgelerle sinemada. Mücadelesiyle insanlığa ışık tutan bütünleştirici, uzağı yakın, düşmanı dost kılan Kürtlerin Musa Amca’sı. Asasız Musa, Anter’in yaşam öyküsünden yola çıkıp, onu, yaşam biçimini, evrensel barışcıl yaklaşımını Aydın Orak’ın özgün yorumuyla beyaz perdeye taşıyor. Faili meçhul bir düşünce adamın bitmeyen, yaşayan mücadelesi Asasız Musa.
3-Takva
Takva, 2005 yapımı Türk filmidir. Filmin yönetmenliğini Özer Kızıltan yaparken, senaryosu Önder Çakar’a aittir. Takva’nın yapımcı ve dağıtımcı firması Yeni Sinemacılar’dır. Filmin başrollerini Erkan Can, Meray Ülgen, Güven Kıraç, Erman Saban paylaşmaktadır. Türü dramdır.Film Kuran-ı Kerim Isra suresi 81.Ayet ile başlamakta ve Nazım Hikmet’in “Ya ölü yıldızlara götüreceğiz hayatı/ya da dünyamıza inecek ölüm” dizelerinin yer aldığı şiiriyle son bulmaktadır. Kelime anlamı olarak Allah sevgisi ve korkusu anlamlarını içeren takva, aynı zamanda Allah’ın buyruğuna girme,onun emirlerine uyup yasaklarından kaçmakta titizlik gösterme ve onun himayesinde olma anlamlarına gelmektedir ki, bu noktada filmin ismi ana karakterin yönelimini/çatışmasını yansıtır.
4-Uzak
Uzak, yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın 2002 yılında çektiği bol ödüllü filmi. 2003 yılında Cannes Film Festivali’nde Büyük Ödül’ü kazanmıştır.Hayallerini gerçekleştirmek için İstanbul`a gelen Yusuf, uzaklara gitmeyi düşleyen fotoğrafçı akrabası Mahmut`un yanına yerleşir. Mahmut ise Yusuf`u hoş karşılamamıştır.Gene sevdiği oyuncularla çalışan Nuri Bilge Ceylan, bu filmiyle Cannes Film Festivali dahil olmak üzere birçok festivalden ödülle dönmüş, adını geniş kitlelere duyurmuştu.
5-Yeraltı
“Akıllı bir adam, kendine karşı acımasız değilse gururlu da olamaz.”
Muharrem, nefret ettiği ve edildiğini halde eski arkadaşlarının yemeğine kendisini zorla davet ettirir.
Masum didişmeler, ufak kişilik gösterileri ile başlayan yemek, giderek dumanlanan kafaların etkisiyle utanç dolu geçmişe doğru yol almaya başlar. Defterler açılır, hesaplar ortaya dökülür.
Gece pişmanlık, gözyaşları ve öfkeyle dolarken, rezillik karanlık sokaklara, fuhuş kokan otel odalarına taşar.
Onlar hep birlikte, Muharrem tek başına olsa da kararlıdır. Pislik ya o gece temizlenecek, ya da geberip gidecektir. Yoksa sonsuza kadar kurtulamayacaktır bu utançtan.
Muharrem, nefret ettiği ve edildiğini halde eski arkadaşlarının yemeğine kendisini zorla davet ettirir.
Masum didişmeler, ufak kişilik gösterileri ile başlayan yemek, giderek dumanlanan kafaların etkisiyle utanç dolu geçmişe doğru yol almaya başlar. Defterler açılır, hesaplar ortaya dökülür.
Gece pişmanlık, gözyaşları ve öfkeyle dolarken, rezillik karanlık sokaklara, fuhuş kokan otel odalarına taşar.
Onlar hep birlikte, Muharrem tek başına olsa da kararlıdır. Pislik ya o gece temizlenecek, ya da geberip gidecektir. Yoksa sonsuza kadar kurtulamayacaktır bu utançtan.
6-Kader
Kader, 2006’da Zeki Demirkubuz’un yönetmenliği yaptığı dram filmidir. Başrollerinde Vildan Atasever, Ufuk Bayraktar, Engin Akyürek,Müge Ulusoy ve Ozan Bilen oynamıştır. Kader “En iyi film” Altın Portakal ve Altın Lale Ödüllerini kazandı.Bekir (Ufuk Bayraktar) Uğur’a (Vildan Atasever), Uğur Zagor’a (Ozan Bilen), Zagor ise suç işlemeye aşıktır. Durum bu haldeyken Zagor hapisten çıkar. Boğucu ve sıcak bir yaz gecesi aksilikler birbirini takip edince Cevat (Engin Akyürek) ile Zagor karşı karşıya gelir. Zagor Cevat’ı gözünü kırpmadan öldürüp kaçar. Aynı gece Uğur’da kaybolur. Bu cinayet ve ardından Uğur’un Zagor’la birlikte kayboluşu, o güne kadar Cevat’ın koruması altında yaşayan genç anne (Müge Ulusoy), felçli baba (Mustafa Uzunyılmaz) ve küçük erkek kardeş için zor, karanlık günlerin habercisi olsa da, Uğur’a delicesine aşık olan Bekir’in kurtuluş umudu gibidir. Ailesinin bulduğu bir kızla evlenip, yeni bir yaşama başlar. Ama aylar sonra, Zagor’un İzmir’de iki polisi öldürüp yakalanmasıyla Uğur’a ulaşmak için yeni bir umut belirince, bu acımasız aşkın peşinde yıllar yılı sürecek amansız bir takip başlar. Taşra pavyonlarında, üçüncü sınıf otel odalarında, esrar alemlerinde Uğur’un izini sürmeye başlar.
7-Sen Aydınlatırsın Geceyi
7-Sen Aydınlatırsın Geceyi
Sen Aydınlatırsın Geceyi, karakterlerin tamamının süper kahraman olduğu bir çeşit aşk hikâyesi. Karısını çok seven bir adamın hikâyesi. Duvarların içinden geçebilen bir yan hakem; nesneleri oynatabilen bir kadın; zamanı durduran bir kız; bir dev; bir görünmez öğretmen ve benzeri karakterler var bu hikâyede. Adam karısını çok sevmektedir, karısı onu aldatır, olaylar gelişir.
8-Kosmos
Kosmos mucizeler yaratan bir hırsızdır. Dağlardan taşlardan, ağlayarak ve sanki birilerinden kaçar gibi gelir bu zaman dışı sınır şehrine. Şehre girer girmez nehirde boğulan bir küçük çocuğu kurtarır ve mucize yaratan insan olarak hemen kabul görür şehirde.
Kosmos sıradan birisi değildir. Kosmos’u hiç yemek yerken ya da uyurken görmeyiz. En büyük ihtiyacı çay, tek besini ise avuç avuç yediği kesme ya da toz şekerdir. Şaşırtıcı maharetlerinden birisi de yüksek yüksek ağaçlara büyük bir kolaylıkla tırmanıp, incecik dallarında bir kuş gibi oturabilmesidir. Kosmos herkesi irkilten bir isteğini açık sözlülükle belirtir: Aşk peşindedir. Kosmos’la dereden kurtardığı küçük çocuğun ablası Neptün arasında tuhaf bir yakınlaşma olur, ağaçlarda damlarda çığlık çığlığa kuş bağırışlarını t aklit ederek sanki gölgeleriyle buluşur, oynaşırlar.
Kosmos’un gelmesiyle şehirde o zamana kadar pek de görülmeyen küçük dükkan soygunları baş gösterir. Soygunlar ve mucizeler birbirini kovalarken, şehirliler Kosmos’un insanları iyileştirme gücünü keşfederler. Bütün dertliler, hastalar, şifa arayan çaresizler Kosmos’un peşine düşer. Zamanla talihsiz olaylar serisi herkesin ondan uzaklaşmasına sebep olur..
Kosmos sıradan birisi değildir. Kosmos’u hiç yemek yerken ya da uyurken görmeyiz. En büyük ihtiyacı çay, tek besini ise avuç avuç yediği kesme ya da toz şekerdir. Şaşırtıcı maharetlerinden birisi de yüksek yüksek ağaçlara büyük bir kolaylıkla tırmanıp, incecik dallarında bir kuş gibi oturabilmesidir. Kosmos herkesi irkilten bir isteğini açık sözlülükle belirtir: Aşk peşindedir. Kosmos’la dereden kurtardığı küçük çocuğun ablası Neptün arasında tuhaf bir yakınlaşma olur, ağaçlarda damlarda çığlık çığlığa kuş bağırışlarını t aklit ederek sanki gölgeleriyle buluşur, oynaşırlar.
Kosmos’un gelmesiyle şehirde o zamana kadar pek de görülmeyen küçük dükkan soygunları baş gösterir. Soygunlar ve mucizeler birbirini kovalarken, şehirliler Kosmos’un insanları iyileştirme gücünü keşfederler. Bütün dertliler, hastalar, şifa arayan çaresizler Kosmos’un peşine düşer. Zamanla talihsiz olaylar serisi herkesin ondan uzaklaşmasına sebep olur..
9-Küf
Basri, demir yollarında yol bekçisi olarak çalışmaktadır ve yalnızdır.
Tek oğlu olan Seyfi tam 18 yıl önce, okuduğu üniversitede öğrenciyken gözaltına alınmış ve o günden sonra hiç kimse Seyfi’den haber alamamıştır.
Bu durumda ne ölüdür Seyfi, ne sağ… ne vardır ne de yok…
Oğlu kaybolduktan altı yıl sonra da karısı ölmüştür Basri’nin.
Basri, oğlunun kaybından sonra, yavaş yavaş toplumdan soyutlamaya başlamıstır kendisini. Onu günden güne çepeçevre saran bir umut yaşatmıştır bugüne kadar. Her gün kontrol etmek için üzerinde yürüdüğü tren yolları, 18 yıldır aralıksız her ayın başında ve ortasında oğlunu bulmaları için yazdığı dilekçeler…
Anadolu’nun bereketli toprakları ve onu sarıp sarmalayan uçsuz bucaksız tren yolları, umut ve vicdan...
Tek oğlu olan Seyfi tam 18 yıl önce, okuduğu üniversitede öğrenciyken gözaltına alınmış ve o günden sonra hiç kimse Seyfi’den haber alamamıştır.
Bu durumda ne ölüdür Seyfi, ne sağ… ne vardır ne de yok…
Oğlu kaybolduktan altı yıl sonra da karısı ölmüştür Basri’nin.
Basri, oğlunun kaybından sonra, yavaş yavaş toplumdan soyutlamaya başlamıstır kendisini. Onu günden güne çepeçevre saran bir umut yaşatmıştır bugüne kadar. Her gün kontrol etmek için üzerinde yürüdüğü tren yolları, 18 yıldır aralıksız her ayın başında ve ortasında oğlunu bulmaları için yazdığı dilekçeler…
Anadolu’nun bereketli toprakları ve onu sarıp sarmalayan uçsuz bucaksız tren yolları, umut ve vicdan...
10-BalBal, 2010 yapımı bir Semih Kaplanoğlu filmidir. 60. Berlin Uluslararası Film Festivali’nde galası yapılmış film “Yusuf Üçlemesi”nin son filmidir. Bu film 60. Berlin Uluslararsı Film Festivalinde Festivalın en prestijli ödülü olan Altın Ayı ödülünü kazanmıştır.”Yusuf Üçlemesi”nin ilk iki filmi Yumurta ve Süt tür.Bal filminde 7 yaşındaki Yusuf’un iç dünyası Karadeniz’in büyüsel ortamı içerisinde aktarılmıştır. Filmde Yusuf’un anne-babasıyla ve okulda öğretmeni ve arkadaşları ile olan ilişkileri aktarılmıştır. Yusuf’un babası arıcılık işi ile uğraşırken annesi çay tarlasında çalışan bir kadındır. Film Yakup’un kovandan bal almak için iple ağaca tırmanması ve ipin bağlı olduğu dalın kırılmaya başlaması ve Yakup’un kaygılı biçimde beklemesiyle başlamaktadır. Film Yusuf’un babasının ağaçtan düşüp ölmeden önce Yusuf’un yaşadıklarını anlatmaktadır.
11-Ahlat Ağacı
Üniversitede sınıf öğretmenliği bölümünü bitirdikten sonra memleketi olan Çanakkale'nin Çan ilçesine dönen Sinan (Doğu Demirkol), işsiz güçsüz bir şekilde günlerini geçirmektedir. Bir yandan en büyük hayali olan, kendi yazdığı Ahlat Ağacı adlı kitabı bastırabilmek için gerekli maddi kaynağı kapı kapı dolaşıp ararken, diğer yandan da etrafındakilerle, ailesiyle ve özellikle babası İdris'le (Murat Cemcir) birçok sürtüşmeler yaşar.
Ahlat Ağacı filmi, dünyadaki ilk gösterimini 2018 Cannes Film Festivali yarışma bölümünde yaptı.
Ahlat Ağacı filmi, dünyadaki ilk gösterimini 2018 Cannes Film Festivali yarışma bölümünde yaptı.
12-Bulantı - Zeki Demirkubuz
Ahmet, sevgilisinin yanında olduğu gecelerden birinde karısını ve küçük kızını trafik kazasında kaybettiğini öğrenir. Umursamaz bir adam olan Ahmet bu son derece trajik olaydan çok etkilenmeden hayatına devam etse de bir noktadan sonra hayatında bazı önemli değişimler meydana gelecektir.
Zeki Demirkubuz'un yazıp yönettiği ve başrolünde yer aldığı Bulantı'nın oyuncu kadrosunda ünlü yönetmene Şebnem Hassanisoughi, Öykü Karayel, Çağlar Çorumlu, Cemre Ebuzziya ve Ercan Kesal gibi isimler eşlik ediyor.
Zeki Demirkubuz'un yazıp yönettiği ve başrolünde yer aldığı Bulantı'nın oyuncu kadrosunda ünlü yönetmene Şebnem Hassanisoughi, Öykü Karayel, Çağlar Çorumlu, Cemre Ebuzziya ve Ercan Kesal gibi isimler eşlik ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder